Yazar: 18:29 Kitap İncelemesi, Roman

Jostein Gaarder’in Kaleminden İskandinav Edebiyatının Felsefeyle Harmanlanmış Eseri: Sofie’nin Dünyası

İskandinav edebiyatı İsveç, Norveç, Danimarka ve İzlanda edebiyatlarının mitlere dayalı, poetik söyleyişlerle oluşturduğu şemsiye bir edebiyat teşekkülü olarak tanımlanabilir. Vikingler’in coğrafyası olarak bildiğimiz soğuk İskandinav ülkelerinin milli formdaki eserleri; destanlar, masallar ve daha birçok sözlü edebiyat ürünleriyle karşımıza çıkar. 

Norveçli yazar Jostein Gaardner’in 1991 yılında kaleme aldığı Sofie’nin Dünyası’nı hepimiz lise yıllarında en az bir kere okumuşuzdur. Kimliğimizi bulmaya çalışırken bize arkadaşlık eden duygu ve düşüncelerimizin kitaptan dostu Sofie ile bambaşka bir dünyaya seyahat etmeye hazır mısınız?

Sofie’nin Dünyası’na giriş bileti: Felsefe

Sofie, on beşinci doğum gününü kutlamaya hazırlanırken posta kutusunda “Kimsin sen?’ yazılı bir not bulur ve dünyası bir anda değişir. Bugüne kadar sıradan bir hayatı olan Sofie, hiç bilmediği bu gizemli dünyanın kapısını aralamak ister. Zarfları almaya devam ettikçe bu dünyaya giriş biletinin felsefe kursu olduğunu anlar.

Yazarın kitabın başında verdiği silindir şapka örneği Sofie aracılığıyla okuyucuları şaşırtmayı başarmıştır. Aktarılan olaydaki sihirbazın silindir bir şapkadan tavşan çıkarması aslında insanlığın dünyayı anlama çabası kadar hayret vericidir. Silindir şapka metaforuyla yazar, dünyanın da en az şapkanın içi kadar karanlık olduğunu ve neyin çıkıp bizi şaşırtacağını kimsenin bilmediğine işaret eder. Dünyanın karanlığını aydınlatacak soruların cevapları filozoflarda gizlidir. Bu yüzden iyi bir filozof olmak için gereksindiğimiz tek şey hayret etme yeteneğimizdir, dünya hala sırlarla dolu bir bulmacadır.

Sofie, yaşadığı gizemli olayları babasının doğum günü sürprizi zanneder. Ancak hiç beklemediği yerlerde bu zarfları bulunca kendisi gibi on beş yaşına girecek olan Hilde adında bir kızın varlığından haberdar olur. Sofie için durum iyice karmaşıklaştığında kitap Hilde’nin gözünden yansıtılmaya başlanır. Sofie ve Alberto Knax, Hilde’nin babası Binbaşı Albert Knag’ın kızına hazırladığı on beşinci yaş günü hediyesinin bir parçasıdır. Binbaşı kızına BM tarafından görevlendirildiği Lübnan’daki taburundan bir kitap yazmaya karar vermiştir. Kitap, Sofie isimli bir genç kızın başından geçen olaylardan bahsetmektedir. Hilde, kitabı elinden düşüremez ve bir çırpıda öyküyü bitirmeye kararlıdır. Aynı zamanda da Alberto ve Sofie’nin durumuna oldukça üzülmüş onları bir kitabın içerisine sıkıştıran babasına öfkelenmiştir. Babasına bir oyun oynamaya karar verir ve tıpkı Sofie’nin başına gelenler gibi babası havaalanındayken ona farklı noktalarda bulabileceği notlar bırakır. Binbaşı kitabı şöyle noktalar: “Sanki yer yarıldı da içine girdiler.” Bu cümle Sofie ve Alberto için başka dünyalarda yaşamaya devam edeceklerinin göstergesi olarak okuyucuların onları yüreklerinden uğurladıkları son tümcedir.

Yazar, kurgusunda kızların on beşinci yaş günlerini bilinçli olarak seçmiştir. Çocukluktan genç kızlığa geçişte hangi yöne gideceğinize karar vereceğiniz bir yaş olarak kabul edilmektedir. Dikkatimizi çeken bir diğer ayrıntı ise Hilde’nin büyük büyükannesinin evlendikten sonra çingene bir kızdan aldığı pirinç aynadır. Ayna, görünenin arkasındaki görünmeyen manaların toplamıdır aslında. Biz okuyucuların aynanın bir tarafında Sofie’nin diğer tarafında ise Hilde’nin dünyasına misafir olduğumuz hissi de yadsınamaz bir saptamadır. Ayna, gerçeğin de bir aldatmacasıdır. Gösteri dünyasında en sık kullanılan eşya aynadır. Seyircilerde göz yanılmasına sebep olarak gerçeğin olduğundan farklı görünmesine sebep olmaktadır. Ayna motifi kurguya ayna-dünya ikilemesinin bir parçası olarak yerleştirilmiştir.

Jostein Gaarder, bize üst perdeden felsefi didaktik bir eser sunmaktansa edebiyatın kurmaca dünyasıyla bilgiyi harmanlamış ve ortaya sürükleyici bir eser çıkarmıştır. Anlatılanların ilginçliği kadar nasıl anlatıldığı da okuyucular için önem teşkil etmektedir zira salt felsefi metin dilini yumuşatmış sadeleştirmiş ve lise öğrencilerinin anlayabileceği kıvama getirmiştir. Yazar, felsefe eğitimi aldığını kitap boyunca satır aralarına okuyucuya hissettirmekle kalmamış aynı zamanda felsefeye giriş yapacakları da yüreklendirmiştir.

Yazar ve kitapları hakkında kısa bir bilgi notunu da şuraya iliştirmek istiyorum.

Jostein Gaarder (d. 8 Ağustos 1952; Oslo) 

Norveçli yazar. Annesi, Inger Margrethe Gaarder öğretmendi ve çocuk kitaρları yazarıydı. Babası, Knut Gaarder Oslo’da kolej müdürlüğü yaρıyordu. 1971’te Oslo Кatedral Okulu’nu bitirdi. 1974’te evlendi. 1976 ve 1983 yıllarında iki oğlu oldu. 1976’da Oslo Üniversitesi’nde İskandinav dilleri (Norveççe), düşünce tarihi ve dinler tarihinden lisans eğitimini tamamladı.1994 yılından beɾi doğduğu yeɾ olan Oslo’da yaşıyoɾ. 

Kitaρlaɾı: İskambil Кağıtlaɾının Esɾaɾı (1990) Hayat Kısa “Vita Bɾevis” (1996) Aynadaki Muamma (1992) Oɾada Kimse Vaɾ Mı (1996) Sofie’nin Dünyası (1991) Maya (1999) Poɾtakal Kız (2004) Siɾk Müdüɾünün Kızı (2001)

Visited 11 times, 1 visit(s) today
Close