Barış Çokaz’ın Oğuz Atay’da Tutunamama Tarzları – Nietzscheci Bir Bakış adlı eseri, yalnızca akademik bir çalışma değil, aynı zamanda edebiyatın felsefeyle nasıl iç içe geçip harmanlanabileceğini gösteren rafine bir yazın olarak okurun karşısına çıkıyor. Kitap, Friedrich Nietzsche’nin adımlarının izinde; dünya edebiyatında ses getiren, postmodern Türk edebiyatının kült eserlerinden Tutunamayanlar’a ve Oğuz Atay’ın genel anlatı evrenine alışmışın dışında bir pencere açıyor.
Tutunamamak: Psikolojik Bunalımdan Ontolojik Sorgulamaya
Çokaz’ın temel tezi, Oğuz Atay karakterlerinin tutunamama durumlarının yalnızca bireysel ya da psikolojik sorunlar olmadığını; tam tersi, bu durumların felsefi bir altyapıya sahip olduğunu öne sürüyor. Atay’ın karakterleri toplum baskının dayattığı normlara, ahlaka, düzene, kariyere, hatta dile karşı bir “saf direnç” gösteriyor. Bu bakış açısıyla roman karakterlerinden Selim Işık, yalnızca topluma yabancılaşmış, kendisini toplumdan soyutlamış bir melankoli kişisi değildir; aynı zamanda Nietzsche savıyla gerçek anlamda bir “üstinsan” arayışında, bu kavramın derinliğiyle çırpınan ve savrulan bir düşünürdür.
Nietzsche ve Atay: Uzak İki Kıyının Yakınlığı
Nietzsche’nin üstinsan, güç istenci, sonsuz dönüş ve ahlak eleştirisi gibi kavramları, Barış Çokaz’ın kitabında ustalıkla Atay’ın anlatı ve edebi dünyasında yer buluyor. Selim Işık’ın sistematik bir biçimde nihilizm evrenine hapsoluşu; Turgut Özben’in hem öz benliği hem de toplumsal maskesiyle girdiği iç çatışma, hatta Hikmet Benol’un Tehlikeli Oyunlar’da oynadığı hayali yaşamlar, Nietzsche’nin değer yıkımı ve yeniden inşa süreçleriyle paralellik kuruyor. Çokaz, bu bağlamsal tamlamaları yalnızca akademik açıklamalarla değil, edebiyatın ruhuna ve üslubuna uygun yer yer ironik göndermelerle ve eser alıntılarıyla kuruyor.
Üslup ve Yöntem: Akademik Disiplin, Edebi İncelik
Kitabın en ilgi çeken taraflarından birisi, yazarın disiplinlerarası bir yaklaşımını benimseyerek eserini kaleme alması olmuştur. Felsefe metinleriyle edebi yazınların kesişim yolunda yürüyen Çokaz, ne mutlak bir Nietzsche yorumcusu ne de sadece Oğuz Atay’ı seven bir edebiyat aşığı. Yazar, bu iki alan arasında güçlü bağlamlar kurmayı ve sentezler yapmayı başarıyor. Eserde yer alan pasaj analizleri, karakterlerin edebi, felsefi ve psikolojik çözümlemeleri ve metinlerarası göndermeler son derece güçlü ve başarılı. Özellikle, Oğuz Atay’ın ironiyle ördüğü anlatı tekniklerinin Nietzsche’nin “trajik sanat” kavramıyla buluşturulması, esere ayrı bir derinlik ve anlam katıyor.
Okurla Yüzleşme: Aynaya Bakmaya Hazır Mısın?
Bu eser yalnızca Oğuz Atay’ı anlamak için değil, kendi tutunamama hallerimizle yüzleşmek için adeta bir ayna ve çağrı niteliğindedir. Barış Çokaz, okuyucusunu yalnızca edilgen bir gözlemci olmaktan uzaklaştırıp, sorularla etrafı çevrilmiş bir düşünce evreninde yolculuğa davet ediyor. “Siz hangisisiniz? Selim Işık? Turgut Özben? Yoksa Hikmet misiniz?” diye sorarken aslında her bir okuyucusunu da kendi Nietzsche sınavına tabi tutuyor.
Tutunamayanlar’a Felsefi Bir Tutunma Çabası
Barış Çokaz’ın bu özgün ve kıymetli çalışması Oğuz Atay edebiyatını ve postmodernist bakış açısını derinlemesine özümseyip kavramak isteyen her okuyucu için bir rehber niteliğindedir. Felsefi zemini güçlü, edebi çözümlemeleri dikkatli, dili ise arı, akıcı ve anlaşılırdır. Oğuz Atay’da Tutunamama Tarzları, yalnızca akademik lisansüstü bir tez çalışması değil aynı zamanda bir nevi “tutanamama güzergahı”dır. Nietzsche’nin düşünce gölgesinde yürüyen Atay karakterlerini takip etmek isteyen herkes, bu eserde kendisinden bir parça bulacaktır.
Oğuz Atay’da Tutunamama Tarzları kitabının yazarı çok değerli Barış Çokaz’a Türk edebiyatı dünyasına kazandırmış olduğu bu kıymetli eser için teşekkürle…
- Tutunamayanların Felsefi Anatomisi - 7 Haziran 2025
- İnsanı Bir Akşamüstü Ansızın Yorulmaya Mecbur Bırakan Aşk mıydı? - 22 Mart 2025
- Bir Şair Belleğinin Otel Odalarındaki Yansıması: Necip Fazıl - 6 Mart 2025