Beyhan Özer’in yazdığı Sessiz Film, Kumkapı’nın hayatın tüm hücrelerini içinde barındıran sokaklarında fırdöndü gibi bir çocukluk sırasında, sekiz yaşında ayrılan anne ve babasının “yaş ağacı” Can’ın yaprak gibi uçuştuğu yaşamını, hem bir çocuğun ağzından hem de ona eşlik eden üçüncü bir şahıs tarafından anlatıyor.
Yitik kalmış bir çocukluk kadar maçın sonunu baştan ilan eden başka şey çok az bulunur hayatta. Hele de o çocukluk, “çocuk” gibi yaşanırken kayıp giderse; illa ki bir yanı aksar insanın. Yaş aldıkça ilerleyen püre gibi bir aklın savrukluğuyla oraya buraya buluşan ruhun öngörülemez müttefikliğiyle yaşamak zorunda kalır insan. Arkaya mı dönük baksa, olduğu mu yerde kalsa, kafasını ileri mi uzatsa, bilemez. Yarımdır o yüzden hep. Ya da eksik. Tıpkı Beyhan Ölmez’in kalame aldığı, A7 Kitap etiketiyle yayımlanan Sessiz Film kitabının ana karakteri Can gibi. Kumkapı’nın hayatın tüm hücrelerini içinde barındıran sokaklarında fırdöndü gibi bir çocukluk sırasında, sekiz yaşında ayrılan anne ve babasının “yaş ağacı” Can’ın yaprak gibi uçuştuğu yaşamını, hem bir çocuğun ağzından hem de ona eşlik eden üçüncü bir şahıs tarafından anlatan Sessiz Film, akıp giden dili, yazar Beyhan Özer’in mevzuya hâkimiyeti, sırıtmaya müsait konusunu o maskeden kurtaran anlatısıyla 94 sayfa boyunca okuru kendine kilitlemeyi başaran bir novella.
Anadolu’nun bağrından karnında üç çocuğuyla İstanbul yollarına düşen bir kadının oğullarından biri olarak doğar Can. Kumkapı’da, cümbüşle hüznün, kavgayla dostluğun iç içe geçtiği bir ortamdan nem kapmasının verdiği süratle belki, erken atılır hayata. Misket “işi”yle başlayan yaşam gailesi, babası ve amcalarının işlettiği açıkhava sinemasında tek kasadan çift kasalık gazoz çıkarmasıyla devam eder. Anasonla esrar kokusunun raksı, kana bulanan eller, kan kırmızısı gözlerin himayesi altında erken büyür Can. Hiç yüzüne gülmeyen sevgisizliği, çakallık ve delikanlılıkla harmanlayıp çizdiği yolda ilerlerken çetrefili yolları kılavuz edinir kendine. Daha doğrusu etmek zorunda kalır. Her ne kadar etrafı başta amcaları olmak üzere nice namlı fedaiyle çevrili olsa da yalnızdır o zor yollarda. Ama döndürür tekerleğini bir şekilde hayatın soktuğu çomakları çıkara çıkara. Okul bir binanın ismidir sadece Can’ın gözünde. Arada bir uğranması gereken resmî bir devlet dairesi gibi.
İlk darbeyi amcasının ölümüyle yaşar. Çünkü belki de ilk o sevmiştir Can’ı içtenlikle. İlk o okşamıştır kafasını. Hem de hayli harbi bir delikanlı olduğundan ve ufaktan onu kendine örnek almasından dolayı sarsılmıştır Can. Diğer amcasının “uzaktan sevmesiyle”, film sektöründe yavaştan yükselmeye başlayan kaypak babasına nazaran bir duvar gibi sağlamdır Nuri Amcası Can’ın arkasında. Onu toprağa verdikten sonra çorap söküğü gibi gelir gerisi. Annesiyle babası boşanır. Baba sınıf atlarken anne bir emekçi olarak dönemin acı vatanı Almanya’nın yolunu tutar. Can da koyuverir kendini. Gelişine yaşamaya başlar. Ama postişli ve takma tırnaklı sosyetik ciciannesine yaranamadığından ötürü, “asi”likle suçlanarak annesinin yanına gönderilir. Kreuzberg sokaklarında özgürlüğün başka bir şeklini tadarken sokakla hemhal olur. Çete kurar. Oğlancıların parasını araklar. Kuyumcu soyar. Islahevine düşer. Ama sokaktan şerbetli olduğu için maharetlerini iyice genişletir Can. Çıktığında hünerli elleri, içeride iyice parlattığı zekâsıyla birleşir. Fakat yine o büyük laneti geri gelir: Yalnızlık. Ardından babaya bir mektup gönderir. Affedilir. Döner memlekete. “Kameraman asistanı” emrine harfiyen uyarak girer babasının yapımcı olarak parayı kırdığı Yeşilçam’a.
Ağır ağır çıkarken basamakları gecelerin ve şişelerin merhametine sarılır onu gölge gibi takip eden geçmişinden kurtulmak için. Tepeye kadar tırmanır sonunda. Ve o rock şarkısındaki gibi “Gökdelenlerden tükürür aşağıya” içindekileri bir günlükle… İşte o günlüğün hallicesidir elimizdeki Sessiz Film isimli kitap da.
- “Sessiz Film” Kitap İncelemesi - 2 Temmuz 2025
- “Kendi Çocuklarını Yiyen Devrim”in Devrik Kahramanı: Danton’un Ölümü - 24 Haziran 2025
- Fırtınalar Koparsa Kopsun: “İsimsiz Bir Anı Defteri” Kitap İncelemesi - 18 Haziran 2025