Yazar: 19:34 Deneme, Kültür

Sabahattin Ali’nin Markopaşa’daki İlk Yazısı: İstiklâl

Evet, Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin Birleşmiş Milletler Kurulu’ndaki murahhası (delegesi), Ürdün’ün her bakımdan müstakil ve tam manasıyla hür olduğunu, hemen Birleşmiş Milletler Kurulu’na katılmasının gerektiğini ileri sürmüş. Bu murahhas, Mustafa Kemal’in genç arkadaşlarından rahmetli Reşit Galip’in de kardeşidir.

Ama bizim bildiğimize göre, bundan yirmi beş sene kadar önce Mustafa Kemal, Ürdün şeklinde bir istiklâl ve hürriyeti kabul etmediği için Türk milletinin başına geçip silaha sarılmıştı. Halbuki o zaman bize teklif edilen sulh şartları, bugün Ürdün’ün elde ettiği istiklâl şartlarından çok daha hafifti.

Çünkü bizim bildiğimize göre, müstakil bir memleketin toprakları üzerinde, ister general olsun, ister teknisyen, ister üniforma giysin, ister sivil, ister yaya dolaşsın, ister jeep otomobiline binsin, yabancı bir devletin ordusuna mensup birlikler, devamlı vazife ile bulunamazlar.

Bizim bildiğimize göre müstakil bir memleketin topraklarından bir karışı bile askeri maksatlarda kullanılmak için, yani üs olarak, sulh zamanında yabancı bir devletin kara, deniz, hava kuvvetlerinin veya teknik personelinin emrine verilemez.

Bizce müstakil bir memleketin başında bulunanlar oraya yabancılar tarafından değil, ister kral, ister cumhurbaşkanı olsun, o memleketin insanları veya o memleketin tarihi tarafından getirilirler.

Halbuki gene bizim bildiğimize göre, müstakil Ürdün’de nüfusunun yarısı kadar sayıda yabancı işgal ordusu vardır. Bu müstakil memleketin kendi ordusunun, jandarmasının, politikasının masrafları yabancı bir devlet tarafından ödenir; bu müstakil devlet toprakları, yabancı bir devletin kışlaları, askeri hava meydanları ile kapanır. Bu müstakil memleketin başındaki adam, yabancı bir devlet tarafından kral ilan edilmiştir.

Acaba Mustafa Kemal’in memleketinde bu kadar kısa zamanda istiklâl anlayışı bu kadar kökten değişmeler mi geçirdi?

Acaba bu memlekette Ürdün’dekine benzeyen bir istiklâli soğukkanlılıkla karşılayacak olan kimseler mi türedi?

On sekiz milyon insan, Ürdün gibi müstakil olmamak için gene silaha sarılmaya her an hazırdır. Bu milletin emperyalistler elinde bir kere daha oyuncak olmaya hiç niyeti yoktur. Aksini düşünenler, Damat Ferit’in hüsranına uğramaya mahkûmdurlar.

Markopaşa, (1), 25 Kasım 1946

Sabahattin Ali’nin Markopaşa’daki ilk yazısı “İstiklâl”in yayına hazırlanması sırasında Yapıkredi Yayınları baskısı dikkate alınmıştır.

Visited 13 times, 1 visit(s) today
Close