Yazar: 18:47 Röportaj

Makas

Makas ismi metaforik bir anlam taşıyor gibi. Peki, burada kesilen şey ne? Bir hayat mı, bir kader mi, yoksa bir bağ mı?

Makas ismi, romandaki karakterlerin hayatlarında kesintiye uğrayan ya da yön değiştiren şeyleri simgeliyor. Kimi için bir hayatın sonu, kimi için bir kaderin değişimi, kimi içinse bir bağın kopuşu anlamına gelebilir. Romanın içindeki farklı hikâyeler, bu metaforu destekler nitelikte.

Roman insan ruhundaki karanlığa, sebepsiz kötülüğe odaklanıyor. Sence insanın içindeki kötülük gerçekten sebepsiz olabilir mi?

Romanda kötülüğün kaynağı üzerine doğrudan bir yargı sunmak istemedim ama bazen kötülüğün gerçekten de bir nedeni olmayabileceği sezdiriliyor dikkat ederseniz. İnsan doğasının karmaşıklığı içinde, kötülük her zaman bir sebebe dayanmayabilir; bazen sadece var olduğu için var olabilir.

Gerçek bir olaydan esinlenerek yazıldığını belirttiğin cinayet, kurgunun içinde nasıl bir dönüşüme uğradı? Okurun bundan alması gereken temel duygu nedir?

Gerçek olaydan esinlenilse de romanım olayı birebir aktarmak yerine karakterlerin ruh haline odaklanıyor. Cinayet sadece bir olay olarak değil, vicdanın, adaletin ve kaderin sorgulandığı bir kırılma noktası olarak işleniyor. Okurun, cinayetin yalnızca fiziksel bir eylem olmadığını, arkasındaki duygusal ve toplumsal katmanları da görmesini beklerim tabii.

Kitap boyunca vicdan ve adalet kavramları sıkça sorgulanıyor. Sence adalet, herkes için aynı mıdır, yoksa her birey kendi adaletini mi yaratır?

Romandaki karakterlerin adaleti farklı şekillerde algılaması, bu sorunun kesin bir cevabı olmadığını gösteriyor sanırım. Hukuki adalet ile bireysel adalet arasındaki çatışmalar, okurun bu soruyu kendisi sormasına neden olacak şekilde kurgulandı.

Hikâyede şehirler ve mekânlar karakterler kadar güçlü bir anlatım taşıyor. Sence mekân, bir karakter gibi düşünülebilir mi?

Evet, şehirler ve mekânlar, karakterlerin ruh hâliyle iç içe geçmiş durumda. Haydarpaşa, Konya, Gebze ve diğer mekânlar, sadece olayların geçtiği yerler değil, aynı zamanda karakterlerin yolculuklarını ve dönüşümlerini şekillendiren unsurlar. Haydarpaşa vedaları simgeler mesela. Gebze, sıkışma hissini.

Kitabın dili yer yer sert, yer yer şiirsel bir akışa sahip. Bu geçişleri nasıl kurguladın?

Duyguların yoğunluğuna göre dilin değişmesi gerektiğini düşünürüm. Şiirsel anlatım, karakterlerin iç dünyasına ve melankoliye vurgu yaparken, sert dil ise hayatın çıplak gerçeklerini yansıtmak için kullanıldı.

Kurgu ilerledikçe karakterlerin iç dünyası gittikçe daha karmaşık hale geliyor. Anlatımda bu psikolojik derinliği nasıl vermeye çalıştın?

Karakterlerin iç monologları, geçmişle bugün arasındaki bağlar ve olaylara verdikleri tepkiler aracılığıyla psikolojik derinliği oluşturmayı hedefledim. Ayrıca her karakterin farklı bir dil ve düşünce yapısıyla konuşmasını sağladım.

Yazım sürecinde zorlandığın bir bölüm oldu mu? Varsa, neden o bölümü yazmak bu kadar zordu?

Cinayet ânı ve sonrasındaki duygusal çözülme en zor kısımlardı. Çünkü sadece bir suç sahnesi yazmak değil, karakterlerin bu olayla nasıl değiştiğini göstermek gerekiyordu.

Bu kitabın bir uyarı etiketi olsaydı, üzerinde ne yazardı?

“İçinizdeki çocuğun ulaşamayacağı yerde saklayınız.”

Visited 26 times, 1 visit(s) today
Close