Yazar: 11:46 Kitap İncelemesi

Körleşme

Elias Canetti, 1905 yılında Bulgaristan’ın Rusçuk kentinde doğmuş ancak ailesinin kökenleri Sefarad Yahudilerine dayanan çok kültürlü bir yazardır. Erken yaşlarda Viyana’ya taşınan Canetti, burada Almanca eğitim almış ve kültürel çeşitliliğin içinde büyümüştür. Kimlik, birey-toplum ilişkisi ve otorite kavramlarına derin ilgisi olan Canetti, psikoloji, edebiyat ve antropoloji alanlarında geniş bir birikime sahiptir.

Canetti’nin en önemli eseri olarak kabul edilen Körleşme, onun toplum ve birey ilişkisine dair derin felsefi bakış açısını yansıtır. 1981 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan yazar özellikle kitle psikolojisi ve güç ilişkilerini ele aldığı Kitle ve İktidar adlı eseriyle de tanınır. Canetti’nin eserleri, insan doğasının en karmaşık yönlerini keşfetmeye yönelik derin bir analiz sunar.

Körleşme, Viyana’da yaşayan ve hayatını kitaplara adamış bir filolog olan Prof. Dr. Peter Kien’in hikâyesini anlatır. Kien, insan ilişkilerinden büyük ölçüde uzak durmuş, kitaplarıyla çevrili bir dünyada kendini izole etmiştir ancak ev işlerini yapan Therese Krumbholz ile yaptığı evlilik, onun tüm düzenini altüst eder. Therese’nin maddi çıkarlar doğrultusunda hareket eden bir karakter olması, Kien’in paranoyak eğilimlerini artırır ve olaylar giderek trajik bir noktaya ulaşır. Romanın diğer önemli karakterlerinden biri Pfaff, açgözlü ve acımasız bir polis memurudur. Ayrıca Kien’in karşıt karakteri olarak görülebilecek Fischerle, zekâsı ve kurnazlığıyla romanın dinamiklerini değiştiren bir figürdür.

Şimdi karakterler hakkında biraz daha bilgi vereyim:

Prof. Dr. Peter Kien; entelektüel yalnızlık içinde yaşayan, kitaplarına bağımlı bir filologdur. Bilgiye olan bağlılığı, onu insan ilişkilerinden koparmış ve paranoyak bir hale getirmiştir. Zihinsel dünyası ne kadar genişse gerçek hayattaki sosyal becerileri o kadar kısıtlıdır. Nihayetinde topluma uyum sağlayamaması onun trajik çöküşüne yol açar.

Therese Krumbholz; Peter Kien’in hizmetçisi ve sonrasında eşi olan Therese, maddi çıkarlarına odaklanmış, otoriter ve pragmatik bir kadındır. Kien’in dünyasına dâhil olarak onun zayıflıklarını kullanır ve giderek onu manipüle eder. Therese, kaba saba ve maddiyatçı yapısıyla Kien’in tam zıddı bir karakterdir.

Fischerle; küçük tefeci ve dolandırıcı olan Fischerle, zeki ancak ahlaki açıdan yozlaşmış bir karakterdir. Kien’in iyi niyetini sömürerek ondan faydalanır ve onu daha büyük bir felakete sürükler. Fischerle’nin hırsı ve zekâsı, onu kitabın en etkili antagonistik figürlerinden biri yapar.

Pfaff ise güçlü ve otoriter bir polis memurudur. Zorba ve acımasız yapısıyla romandaki güç ilişkilerinin en belirgin temsilcilerindendir. Kien üzerinde fiziksel ve psikolojik baskı kurarak onun kırılgan ruh halini daha da kötüleştirir.

Canetti, romanında hangi konulara değinmiştir?

  • Bilginin Körlüğü ve Entelektüel Yalnızlık

Kien, bilgiye olan tutkusu yüzünden sosyal gerçeklikten kopmuş bir figürdür. Onun için kitaplar, dünyadan daha gerçek ve değerlidir. Ancak bu durum, kendini koruma içgüdüsünü köreltmiş ve onu manipülasyona açık bir hale getirmiştir. Bu bağlamda Körleşme romanı, bilginin insanı körleştirebileceğini ve aşırı entelektüel izolasyonun yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini vurgular.

  • Toplumsal Yabancılaşma ve Paranoya

Kien, toplumla iletişim kuramayan, insan ilişkilerinde başarısız bir karakterdir. Bu yüzden, evliliğiyle birlikte artan güvensizlik duygusu, onu paranoyaya sürükler. Canetti, bu paranoyayı ustalıkla işleyerek bireyin topluma karşı geliştirdiği korkunun nasıl bir psikolojik yıkıma dönüşebileceğini gözler önüne serer.

  • Güç ve Otorite

Roman, bireyin toplumsal düzen içinde güçle olan ilişkisini de ele alır. Therese’nin Kien üzerindeki tahakkümü, Fischerle’nin kurnaz planları ve Pfaff’ın zorbalığı, farklı seviyelerde güç ilişkilerini temsil eder. Canetti, bu dinamikleri kullanarak bireyin otoriteyle olan çatışmasını işler.

Peki, romanın üslubu nasıl? Bu soruya şöyle yanıt verebilirim:

Canetti’nin anlatımı, psikolojik derinliği ve yoğun iç monologlarıyla dikkat çeker. Yazar, karakterlerin zihinsel süreçlerini detaylı bir şekilde tasvir ederken grotesk ve absürt öğelerle hikâyeyi dramatize eder. Bu yönüyle Körleşme yalnızca bir roman değil aynı zamanda bir karakter incelemesi olarak okunabilir.

Körleşme, insanın bilgi ve toplum arasındaki dengesiz ilişkisini ele alan derin bir psikolojik ve felsefi romandır. Canetti; bu eserinde bireyin yalnızlığı, güç ilişkileri ve bilginin doğası üzerine düşündürücü bir anlatı sunar. Roman, modern bireyin yaşadığı yabancılaşmayı ve iletişimsizliği çarpıcı bir şekilde ele alırken okuyucusunu da bu sorgulamanın bir parçası olmaya davet eder.  Bu nedenle Körleşme yalnızca edebi bir eser olarak değil aynı zamanda insan psikolojisine ve toplumsal dinamiklere dair önemli bir analiz olarak okunmalıdır.

Faruk Oruç
Latest posts by Faruk Oruç (see all)
Visited 33 times, 1 visit(s) today
Close