Yazar: 12:33 Duyuru

Kadınların Sesi, Edebiyatın Vicdanı: Duygu Asena Roman Ödülü Sibel K. Türker’in Oldu!

Türk edebiyatının vicdanı, kadınların sesi Duygu Asena’nın anısını yaşatmak için düzenlenen Duygu Asena Roman Ödülü, bu yıl da sahibini buldu. Kadın hakları savunucusu ve edebiyatımızın öncü kalemlerinden Duygu Asena’nın adıyla özdeşleşen bu ödül, 12 Haziran 2025 Perşembe günü yapılan seçici kurul toplantısında, oy birliğiyle Cennette Gibiyim adlı romanıyla Sibel K. Türker’e verildi.

Türkiye’yi kadın hakları, özgürlük ve eşitlik konularında “ilk”lerle tanıştıran Duygu Asena’nın anısını yaşatmak için 2007 yılından bu yana verilen bu prestijli ödül, edebiyat dünyasında güçlü bir kadın sesi olmayı sürdürüyor.

Doğan Kitap’ın her yıl düzenlediği bu özel ödül töreninde, Doğan Hızlan’ın onursal başkanlığında toplanan seçici kurul; Asuman Kafaoğlu Büke, Filiz Aygündüz, İhsan Yılmaz, Sibel Oral, Elif Tanrıyar ve geçtiğimiz yılın ödül sahibi Neslihan Önderoğlu’ndan oluştu. Yapılan değerlendirme sonucunda, Sibel K. Türker’in Cennette Gibiyim adlı eseri, oy birliğiyle ödüle layık görüldü.

Jüri gerekçesinde, “Kadınların yaşam boyu taşıdığı görünmez yaraları, bastırılmış arzuları ve sessiz çöküşlerini olağan gibi görünen bir evin, bir evliliğin ve bir kadının iç sesi üzerinden çarpıcı biçimde anlatması nedeniyle” ödülün Sibel K. Türker’e verildiği ifade edildi. Kararda ayrıca şu cümlelere yer verildi: “Cennette Gibiyim, kadınlığın sessiz yorgunluğunu, içe gömülen isyanını ve derin yalnızlığını, incelikli bir anlatımla edebiyata kazandırması sebebiyle ödüle değer görülmüştür.”

“Kadın Edebiyatı Vicdandır, Dirençtir, Güçtür”

Bu ödülle birlikte Duygu Asena Roman Ödülü’nü ikinci kez kazanmanın mutluluğunu yaşayan Sibel K. Türker ise hislerini şu sözlerle dile getirdi:

“Öncelikle kitabımın Duygu Asena Roman Ödülü’ne değer bulunması beni çok sevindirdi ve onurlandırdı. Bu ödülü on iki yıl aradan sonra ikinci kez almış bulunuyorum. Yirmi yıla varan bir geçmişi olan bu ödül, erken yaşta kaybettiğimiz kadın hakları savunucusu ve öncüsü Duygu Asena’nın adını, fikirlerini, kitaplarını yaşatması açısından çok önemli. Ayrıca on sekiz yıldan beri değerli kadın yazarlara ve onların eserlerine verilmiş olması ciddi anlamda bir ‘kadın edebiyatı’ birikimi yaratmış durumda.”

Türker’in ifade ettiği “kadın edebiyatı” kavramı yalnızca bir tür değil, bir duruş, bir direniş ve bir vicdan hareketi olarak karşımıza çıkıyor. “Kadın edebiyatı diye nitelemeye çalıştığım kavram; iyicildir, vicdanidir, dirençli ve güçlüdür: ‘Öteki’ne bakışın temellendiği, anlamlandığı, el veren, dayanışmacı, kız kardeşçe bir edebiyattır,” diyen Türker, edebiyat yolculuğunda kadınlara yönelik ayrımcılık, adaletsizlik, şiddet ve cinayetlere dikkat çekmenin her yazarın görevi olduğunun da altını çiziyor.

Hayattayken yalnızca bir kez görüşme imkanı bulduğu Duygu Asena ile yaptığı kısa sohbetin bile hayatında derin bir iz bıraktığını belirten Türker, kadınlara karşı duyduğu sorumluluğu bu fikirler ışığında sürdürüyor.

Edebiyatın Gücüyle Kardeşlik

Türker konuşmasının devamında edebiyatın toplumsal sorumluluğunu da vurgulayarak şu cümleleri kurdu:“Kötülükleri, gerici zihniyetleri, ataerkil kodlamaları ve bunların sonuçlarını ortadan kaldırabilmek düşünen, yazan, yaratan herkesin görevidir. Bundan sonraki edebiyat serüvenimde de kadınları, ülkemin haksızlığa uğrayan, ötelenen, yaşam hakkından mahrum bırakılan kadınlarını yazmak benim için en büyük heyecan ve itici güç olacaktır.”

Sibel K. Türker, ödül konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Bu ödülü beni büyüten, beni yaşatan ve edebiyatımın esas unsuru olan kadınlarımız adına alıyor ve seçici kurul üyelerine, ödülü düzenleyen ve kurumsallaşmasını sağlayan Doğan Kitap’a teşekkürlerimi sunuyorum.”

Duygu Asena’nın izinde, kadınların sesiyle büyüyen edebiyatımızın bir yılını daha böyle onurlandıran bu ödül, Türk edebiyatı için hem bir hatırlatma hem bir vaat niteliğinde: Kadınların sesi susmayacak, edebiyat vicdan olmaya devam edecek.

Visited 8 times, 1 visit(s) today
Close