Oya Baydar Hatırlamanın ve Unutuşun Kitabı’nda, yüzleşmeyle akıtılacak zehrin, hem insani hem de toplumsal olarak bir sağaltma sağlayarak temize çıkan belleğin, geleceğin inşasındaki rolünü hatırlama ve unutuşun “kitabını” yazarak anlatıyor.
“Geçmişte hatırlamak istenmeyen şeyler, daha da ötesi suçlar günahlar varsa, geçmişle yüzleşmek herkes için güçtür. Toplumlar açısından ise büsbütün güçtür. Toplumsal hafıza; sadece tarihi kendilerine göre yazmaya çalışan muktedirlerin saldıkları korku nedeniyle değil toplum kesimlerinin dinî ve millî duyguları sömürülerek yaratılmış duygusal yükler nedeniyle de işlenmiş suçları inkâra eğilimlidir. Unutmak, unutturmak sahte bir gerçekliğe inandırmak korkudan da daha güçlü bir silahtır bence. Korku; hatırlamak, farkına varmak, yüzleşmekle aşılabilir. Tıpkı cerahatlenmiş bir yarayı deşmek gibi. Operasyon acı verir ama iyileştirir, iltihabı akıtmayı göze alamazsanız yaralı uzvu hatta yaşamı kaybedersiniz,” diyor Oya Baydar, T24’ten Ebru D. Dedeoğlu’na verdiği röportajda. Türkiye’nin kadın hareketinin en cesur kalemlerinden biri olan Oya Baydar’ın, Can Yayınları’ndan çıkan son kitabı Hatırlamanın ve Unutuşun Kitabı, tam da Baydar’ın yukarıdaki alıntıda açıkça ifade ettiği gibi, geçmişle yüzleşmeyi iki zıt kutupta yer alsa da birbirini tamamlamak hususunda bir araya gelen, “hatırlamak” ve “unutmak” kavramlarıyla ele alıyor.
Çift koldan ilerleyen Hatırlamanın ve Unutuşun Kitabı’nda isimsiz bir karakter olan idealist “Doktor Hanım”la, aşiret kökenli, iyi eğitim görmüş, iktidara dönüşmüş devletin hayli derinliklerinde bir görevde yer alan Ali’nin geçmişten bugüne gelen aşkları etrafında, günümüzün siyasi atmosferinin bir panoramasını anlatıyor Oya Baydar. “Doktor Hanım”ın çalıştığı hastaneye vurularak yaralanmış halde getirilen Ali’yle eski âşığının karşılaşarak mazide kalmış defterler su yüzüne çıkarken, aynı mazinin içinden ülkenin yakın tarihinden bugününe çevrilen yaprakların arasında bu topraklarda ne olup bittiğini, iktidar, devlet, güç uğruna nelerin yapıldığını, nelerin yapılabildiğini ve yapılabileceğini, at izinin it izine karıştığı kanlı “diyar”ların sessiz çığlığını, bir tarafta “devlet”in diğer tarafta “Dağ”ın savaşı arasında kalmış “hükmen mağlup” çocukların dramını, “Doktor Hanım” ve Ali’nin ağzından dökülen satırlarla gözümüzün önüne getiriyor. Aşkın masumiyetiyle örtmeye çalışılan gerçeklerin sivriliği, o masum örtüyü delip geçerken geriye kanlı bir hafıza ve o hafızayı taze tutan bir hatırlayış bırakıyor.
Oya Baydar Hatırlamanın ve Unutuşun Kitabı’nda, yüzleşmeyle akıtılacak zehrin, hem insani hem de toplumsal olarak bir sağaltma sağlayarak temize çıkan belleğin geleceğin inşasındaki rolünü tüm iktidarının, gücünün bir zamanlar sırtını yasladığı otorite tarafından tek kurşunla elinden alındığı bir “görevliyle”, ona sırılsıklam âşık bir kadının nedamet arasında gidip gelen eski defterlerini zihninde ortaya saçmasıyla, hatırlamanın ve unutuşun kitabını yazıyor.
Editör: Melike Kara
- Hatırlarken Unutmak ya da Unuturken Hatırlamak - 16 Aralık 2024
- Kemal Tahir Yazınının Mihenk Taşları: “Mayk Hammer Mike Hammer’a Karşı” - 9 Aralık 2024
- Yaşıyorum Sil Baştan! - 2 Aralık 2024