şimdi, az önce ya da yıllar sonra
sürüde dopdolu, muazzam, benzersiz, tıklım tıklım
yalnızlık
bir ödül, bir lütuftur
başımda yükselir arşa doğru
marş ve marş marş sözlerine uzakta olduğum yılların verdiği
düstursuzlukla buradayım
Çömelip fodikli misket oynadığım
komşu dalından erik aşırdığım yıllara
yabancı ve esir olduğum yoldayım
annemin işmar edişleriyle öğrendiğim
yazısız kurallar
çamaşır ipinin en gerisini
bilinçaltıma mecbur kıldı
ama bu muhafazakâr genç kızın ahvali
neden bendedir
neyse ki
yaşamak nedir annemden bilirim
bu nedenledir
ayaklarının altına kazılmıştır kurtuluşum
açık yüreklilikle teorim budur
dünyaya bırakacağım
materyalist savaşçılar merhamet etmezler bu sözüme
bilirim
Ayna ile küskün olduğum yıllara gelene kadar
göremedim haklı olduğumu
güneşin dik açısıyla kavurgan mezhebini takındığı vakit
ağaçların sararmış eteklerine sığınırdım
gökten yere çıkarken taşıdığım haz
yaz helvasının damağımda uçuşu ile arkadaştı
derken
kıyma makinasına kolunu kaptıran çocuğun haberi
üçüncü sayfada olsa da
göğsüme takıldı
ve
lepanto’dan beri kendini kandırmak
bana yasaktır