Yazar: 19:01 Kitap İncelemesi

Fırtınalar Koparsa Kopsun: “İsimsiz Bir Anı Defteri” Kitap İncelemesi

Mehmet Yasin Sülüten’in kaleme aldığı İsimsiz Bir Anı Defteri, içinden çıkmaya çalıştığı “fırtınaları” yüzünden daha da batan bir adamın öyküsünü anlatırken, hayatın bazen seçimlere yer bırakmayacak kadar bencil olduğunu çarpıcı bir dil ve sağlam bir olay örgüsüyle aktarmayı başarıyor.

İnsanın iç dünyasını yiyip kemiren dalgalar, fırtınalar, gel-gitler, çoğu zaman o kişiye dünyayı, zamanı, mekânı dar eder. Ne içine sığabilir insan ne dışına çıkabilir. Sıkışıp kalır. Büzüştükçe büzüşür. Ne uzar ne kısalır. Ne büyür ne küçülür. Zihnini yer, kalbinden akanla gargara yapar. Sonunda kala kala eciş bücüş bir ruh kalır. Tıpkı Mehmet Yasin Sülüten’in A7 Kitap etiketiyle yayımlanan İsimsiz Bir Anı Defteri adlı kitabının isimsiz karakteri gibi. Sülüten’in, içinde kopan “fırtınalar” yüzünden bir türlü rahat yüzü görmeyen bir “şahsın” dibe doğru tam gaz gidişini anlattığı İsimsiz Bir Anı Defteri, insanın en karanlık noktalarının, onu ele geçirdiğinde neler olabileceğini çarpıcı bir dille anlatan, ters köşe sonlu bir novella. İçinden çıkmaya çalıştıkça daha da batan bir adamın öyküsü olan kitap, hayatın bazen seçimlere yer bırakmayacak kadar bencil olduğunu çarpıcı bir dille anlatırken, olay örgüsünün sağlamlığıyla da okuru kendine bağlamayı başarıyor.

Kitabın isimsiz anlatıcısı bir makine mühendisi. Başında kavak yelleriyle geçen gençlik döneminin ardından atıldığı “gerçek” hayatta, kafasında kurduğu planlar, içinde dönüp duran ve hiç dinmeyen fırtınalar yüzünden bir türlü gerçekleşmeyen bu “şahıs”, gelişine yaşadığı zamanlarını farkında olmadan yiyip bitirmektedir. Çığ gibi, sessiz bir çığlık gibi bedenini parçalayıp çıkmak isteyen ama inadına orada esip gürleyen iç dünyası onu belirsiz bir karanlığa sürüklerken, kahramanımız, el mecbur ona uyarak, biraz da uyması zihnini boşa aldığı için ucunda ışık olmayan bir tünele çoktan girdiğinden de habersizdir. Alkolün geçici freniyle rölantiyle aldığı ayarları onu alaşağı ederken en yakınındakilerinin ani kaybıyla yapayalnız kaldığı hayatta bir salise sonrasını düşünmeden ağır ağır ölümü beklemektedir. Su testisinin rotası belli olan yolunda gırtlağa kadar bulaştığı bela sonunda gelip onu bulur ve malumun ilamı da fermanını okur.

Mehmet Yasin Sülüten İsimsiz Bir Anı Defteri‘nde, 72 sayfaya sığdırdığı tek bir hayatın içinden geçen onca hayatı okur üzerinde iz bırakacak bir dille anlatırken diğer yandan kendi kendini yiyip bitirmek zorunda kalmış bir insanın seçim yapma gibi bir imkânı olup olmadığına dair kritik bir sorunun da peşine düşüyor. Kayıp zamanlarla, kişilerle, kişinin kendisiyle bir oturuşta biten roman akıcı dili ve olay örgüsüyle okuru yerinde mıhlayacak bir iz bırakıyor.

Visited 7 times, 1 visit(s) today
Close