Yazar: 10:10 Kitap İncelemesi

Evrensel Bir Kadın Şiddeti Anlatısı: “Ölü Kızlar” Kitap İncelemesi

Selva Almada’nın gazetecilikteki başarısını edebiyata dahil ederek kendi üslubunu yarattığı Ölü Kızlar, yaşananları hem kişisel hem de tarafsız bir dille harmanlayarak ortaya çok katmanlı bir metin çıkarırken bir hikâye anlatımının ötesine geçerek toplumsal hafızanın dehlizlerinde gezinen bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Özellikle Truman Capote’nin Soğukkanlılıkla eseriyle karşılaştırılan ve “kadına şiddeti” evrensel bir boyuta taşımada önemli bir rol oynayan Ölü Kızlar, bu alanda yazılmış en başarılı eserlerden biri olarak okunmayı sonuna kadar hak ediyor.  

Selva Almada, 1973 yılında Arjantin’de doğmuş. Günümüzün Arjantin edebiyatına şiirleri, öyküleri ve romanlarıyla katkıda bulunan ve ülkenin en parlak kalemleri arasında sayılan Almada’nın eserleri, Rodolfo Walsh, Tige Juan, 2024 Booker International ve International Dublin Literary Award gibi ödüllerin finalistleri arasında yer almış. Selva Almada’nın ilk kez 2014 yılında yayımlanan ve yazarın en çok ilgi gören kitapları arasında gösterilen Chicas Muertas (Ölü Kızlar), Yapı Kredi Yayınları’ndan İdil Dündar çevirisiyle okurlarla buluştu. Selva Almada’nın 1980’lerde, dünyada henüz “kadın cinayeti” diye bir kavram yokken, Arjantin’de öldürülen üç genç kadının cinayetinin peşine düşen, suç edebiyatıyla gazetecilik edebiyatını bir araya getirdiği Ölü Kızlar, aynı zamanda kişisel ve kolektif hafızaya dokunan ve toplumun “kadın sorununa” bakışını da realist bir biçimde anlatan bir kitap.

1980’lerde Arjantin’de işlenen ve çözülemeyen, 19 yaşındaki Andrea Danne, 20 yaşındaki Sarita Mundín ve 15 yaşındaki María Luisa Quevedo isimli genç kızların cinayetinin peşine düşen Ölü Kızlar‘da  Selva Almada, bir dedektif titizliğiyle iz sürdüğü cinayetlerin ardında kendi geçmişine dönerek özellikle taşrada kadınların yaşadığı tekinsizliği, korkuyu ve hegemonik erkek baskısını üzerlerinde nasıl hissettiklerini soğukkanlı bir dille anlatıyor. Erkeklerin egemenliğinde olan bir toplum kültürünün baskısını bizzat tecrübe ettiği Almada, bir yanda cinayetlere diğer yanda bu baskının getirdiği çıkmazlara tüm samimiyetiyle odaklanarak okuru da kitabına dahil ediyor.

Klasik bir polisiye veya suç romanından epey farklı bir şekilde akan Ölü Kızlar, sadece cinayetleri ve Almada’nın bulduğu detayları ön plana çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda bu üç genç kızın öldürülmelerinin toplum üzerinde yarattığı etkiyi, failin veya faillerin  bulunamaması yüzünden insanların içine düştüğü hayal kırıklıklarını ve kadınların bu şiddet karşısında ellerinden hiçbir şey gelmeyişinin çaresizliğini vurucu bir dille aktarıyor.  

Selva Almada’nın gazetecilikteki başarısını edebiyata dahil ederek kendi üslubunu yarattığı Ölü Kızlar, yaşananları hem kişisel hem de tarafsız bir dille harmanlayarak ortaya çok katmanlı bir metin çıkarırken bir hikâye anlatımının ötesine geçerek toplumsal hafızanın dehlizlerinde gezinen bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Özellikle Truman Capote’nin Soğukkanlılıkla eseriyle karşılaştırılan ve “kadına şiddeti” evrensel bir boyuta taşımada önemli bir rol oynayan Ölü Kızlar, bu alanda yazılmış en başarılı eserlerden biri olarak okunmayı sonuna kadar hak ediyor.  

Visited 6 times, 6 visit(s) today
Close