Sayın Murat Akan, “Bir Yazar Beş Kısa Soru” isimli yazı dizimize katıldığınız için teşekkür ederiz. Yazı dizimiz önceden belirlenmiş ve isim ayırt etmeksizin yazarlara yönelttiğimiz beş kısa ve net sorudan oluşuyor.
Murat Akan kimdir?
Bir insan, bir öğretmen, bir yazar adayıyım. Ferhan Şensoy ve daha birçok sanatçının doğduğu kasabada (Çarşamba/Samsun) doğdum. Bu kasaba dünyanın en tuhaf kasabalarından biridir. Tıpkı Marquez’in Kırmızı Pazartesi adlı romanında anlattığı kasaba gibidir. Üniversite yıllarında başladım yazmaya. Öyküler yazdım, yarışmaya katıldım. Sonra birden yazmaktan vazgeçtim. Ama kitap okumayı sürdürdüm; hayatın içinde Donkişot oldum, savaştım. Emekli olduktan sonra bir yaratma, üretme mücadelesine giriştim.
Kuş Kısmak isimli romanınızı neden yayımladınız?
“Beni çocukluğumda etkileyen her şeyi edebiyatla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum,” diyor Marquez. İki insanın istekleri bu kadar mı örtüşür? İşte ben tam da bunun için yazdım Kuş Kısmak’ı. Yitip giden çocukluğumuzu, yok ettiğimiz sinemalarımızı, o güzelim iyi insanları, delinmemiş ozonu, yıldızlı mehtaplı geceleri, güneş tepelerindeyken çalışabilen insanları ve daha niceleri anlatmak için yazdım.
Hey bakar mısınız? Ben de buradayım, söyleyeceklerim var, demek için yazdım. Hani Sait Faik’in bir öyküsü vardır; orada hişt hişt sesini duyarsınız. Ben de insanları uyarmak istedim; hişt hişt diye.
Eğer söyleyecek bir şeyiniz yoksa yazamazsınız. Yazar, söyleyecek bir şeyi olan insandır. Ama o herkes gibi söylemez; büyülü, yeni bir dünya yaratır. Bizi bu dünyanın içinde yaşatır. O dünya masalsı gerçekliği yansıtır.
Neden okuyorsunuz?
O büyülü evrenin içine girmek ve orada yaşamak için okuyorum. Melih Cevdet Anday’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde bir köşesi vardı: Akan Zaman Duran Zaman diye. Kitap okuduğumuz anlar, zamanın durduğu anlardır; kitap okumadığımız anlar ise zamanın akıp gittiği anlardır. İşte ben, zamanı durdurmak için okuyorum.
Bu güzelim dünyayı yaşanmaz bir ölü gezegene dönüştüren vahşi kapitalizmden kurtarabildiğimiz yeni gezegenlerdir kitaplar. Bu yeni gezegenlerin içinde kim yaşamak istemez ki?
Neden yazıyorsunuz?
Niçin okuyorsam o nedenle de yazıyorum. Yine Marquez’in bir sözü ile devam edeceğim: “Bütün yapmak istediğim, ardımda çocukluk dünyamın edebi bir betimlemesini bırakmaktı.” Yaşadığımız dünyayı yaşanmaz hale getiren büyüklerin dünyası yerine çocukların o saf, masum dünyasını koymak için yazıyorum.
Çocukları anlatan kitaplar, masallar bundan dolayı çok okunur. Çünkü bu kitaplar kirlenmemiş o temiz, saf dünyayı anlatır; aslında biz o masum çocukluk dünyasını ararız. Ben bu dünyayı ortaya çıkarmak için yazıyorum.
Yalnızlığımızı ancak kitaplarla yok edebiliriz. Gülümseten, keyif veren, varlığından mutluluk duyulan kitaplar yazmak istiyorum.
Hayatın amacı sizce ne olmalı?
Sakin bir hayat olmalıdır. Yani insan gürültü ve kargaşadan uzak, sağlıklı bir çevrede ailesi ve dostlarıyla mutlu yaşayabilmelidir. Birkaç yıl önce ABD’nin Florida eyaletindeydim. Eşim ve kızımla birlikte akşam yürüyüşüne çıkmıştık. Güneş ağır ağır batarken eşim ve kızım önde, ben arkada yürüyorduk. Arkamdan gelen bisikletli bir genç kız, “Hey merhaba! Ne güzel bir akşam, ne güzel bir hava değil mi? Size iyi akşamlar dilerim! Hoşça kalın!” dedi. İşte hayatımızın amacı bu uygarlık ve güzellik düzeyine ulaşabilmek olmalıdır diye düşünüyorum.
Asık suratlı insanlar ülkesi haline geldik… Gülen, mutlu insanlar ülkesi olmayı hedeflemeliyiz.
- Haldun Taner Öykü Ödülü’nde Kısa Liste Açıklandı! - 19 Aralık 2024
- Bir Yazar Beş Soru: Ebuzer Kalender - 19 Aralık 2024
- Karanlık Öyküler Polisiye Öykü Yarışması Başvuruları Başladı - 18 Aralık 2024