Yazar: 17:13 Röportaj

Bir Yazar – Beş Soru: Beyhan Keçeli

Beyhan Keçeli kimdir?

Doğduğum şehir olan Ankara’da yaşıyorum. Türkçe öğretmeniyim. Kişisel tarihimde çok özel bir durum yok sanırım. Yazmaya çocukluk yıllarımda günlük ve şiirle başladım. Hep okurdum, çokça yazardım. Başka türlüsünü bilmediğim için böyle de devam ediyorum. Sinema, müzik, fotoğraf, resim gibi sanatlarla ilgiliyim fakat bu sadece hayranlıktan ibaret. İnsanın kendini anlatma çabasının her türünü seviyorum.  Bu çabanın bir eseri olan ilk öykü kitabım Deliler, Bavullar ve Tanışma Biçimleri, Metinlerarası Kitap etiketiyle Ağustos 2024’te çıktı. 

Deliler, Bavullar ve Tanışma Biçimleri isimli kitabı neden yayımladınız?


Birkaç yıldır pek çok dergide ve platformda öykülerim yayımlanıyordu. Bu müthiş keyif vericiydi benim için ve yeterliydi. Amatör ruhla devam etmek istiyordum fakat bazı ustalarımın, “Hadi ama. Kitap dosyan nerede?” uyarılarıyla oluşan kitap fikri, yayımladığım öykülere ulaşmakta zorlanan bazı arkadaşlarımın, “Bir kitap çıkarsan da hepsini bir arada görsek,” demeleriyle tetiklendi. Öykülerimin daha çok insana ulaşması için böyle bir motivasyona ihtiyacım varmış ki dosyam bu şekilde ortaya çıktı.


Neden okuyorsunuz?

Başka hayatları kurcalamayı seviyorum. Bunun en etik biçimiyse okumakla oluyor. Bir evin, odanın, zihnin, kalbin, hayatın perdesini aralayıp orada olanları öğrenmek müthiş benim için. Başka hayatlara talibim. Salt kendi hayatımla yetinemediğim için okuyorum. Bir çeşit zararsız röntgencilik yani. Tiyatro sahnesine bakarken seyirciyle oyuncu arasındaki duvarın usulca kalktığını, oradaki yaşamları izlediğimi düşünürüm hep. Okumak da böyle bir durum bana göre.

Neden yazıyorsunuz?

Önceleri yazmak kendimle konuşmak içindi. Gizli notlar, şiirler, günlükler… Anlatılamaz olanı anlatma telaşıyla yazdım onları. Kurmacadan ziyade kendi iç dünyama dönük, içime ışık tutan fenerdi yazmak. Sonraları iç dünyamın dışına çıkıp başka yaşamlar kurmak arzusuyla kurmacaya yöneldim.  Bir bakıma, okuduğum yazarların yaratma gücüne duyduğum hayranlık öyle bir noktaya geldi ki ben de aynı güce sığındığım için yazdığımı fark ettim. Yazmak, kendi meselemdi yani. Başkalarına değil, kendime söz geçirmekle ilgiliydi. Zamanla başkalarına ulaşması süreç içinde gelişti.


Hayatın amacı sizce ne olmalı?

İnsanın yaşam amacı beklentilerine göre oluşur, diye düşünüyorum. Çok para istiyorsanız yaşam amacınızı da buna göre belirlersiniz mesela. Benimse var olduğumu hissettiğim tek alan, üretmek. Yaşam amacımı da belirleyen bu. Bir iz bırakmak… Madem bu dünyadan bir Beyhan geçti, madem geldik bu yere, bir şeyler yapalım. Başka türlü vakit geçmiyor. 

Visited 2 times, 3 visit(s) today
Close