Germen olmasından korkuyorum atalarımın
Çocukluğu Belvedere’de geçmiş
İkinci derece bir Arşidük’ün
Soyundan mı geliyorlardı
Yoksa ikili yaşamlarında
Şarkiyat mıydı bir tarafları
Nüfusları Germanya Han’a kayıtlı
Adı okunamayan bir Strasse No.9 mu
yazardı kimlik kartlarında
Ve sabah kahvelerini sütlü mü alırlardı
bir Melange’ın köpüğünde kaybolurken
Fin-de-Siecle Viyana’nın sahte vicdanı
Ve savaş hazırlıkları mı bozardı
küçük burjuva olmanın huzurunu
ve zarafetini
bir aristokrat maiyetinde
yaşamanın
Büyük Savaş’ta Arşidük
bir oğlunu Doğu Cephesi’nde
Galiçya’da kaybetmişti, kurtarırken
Çamura saplanmış bir at arabasını
Ve diğer oğlundan haber alınamamıştı
İtalyan Cephesi’nde, Isonzo’da
En son suda yürürken görülmüştü
Atalarım da tüm ölümlüler gibi
Göçe hazırlandılar Savaş sonrası
tahta bavullarıyla düştüler
Viyana-İstanbul göç yoluna
O bavullar ki
naftalin yerine lavanta kokuyor
Ve külfetini taşıyordu bir kuşağın
Oğulsuz ve hanedansız Arşidük
Sütsüz içerken sabah kahvesini
Ve çevirirken Deutsche Orient hisse senetlerini
Fotoğrafsız kimlik kartlarına
Ve tıpkı Leopolstadt’daki gibi
Hobyar’da da günler kısalıp
gökyüzü kurşuniye dönünce
Viyana-İstanbul göç yolunda
Kervan kervan Bohemya köylüleri
Ellerindeki sönük meşaleleri
Akşam güneşine doğru uzattılar bilmeden
Torunlarına miras silik fotoğraflarda
Şark çıbanlarına dönüşeceğini
Yüzlerindeki sülfür yanıklarının
Ek Editörü: Yiğit Kerim Arslan
- Bir Göç Hikayesi - 11 Mart 2024