hiçbirimizin dinlediği yok bu zamanlarda
kimsenin konusu yok duyuracak
telaş örüyor ağlarını hızlıca adımlarımıza
ölüm diye bağırıyor ümitsizlik araf boyunca
sözlerimiz mızrak kimi yerde kulaklarımız kalkan
kabir olur ihmalkâr binalar hayaller üzerine
bir kalas düşse evlerden üstüme solgun
çiçekler açar, kara kargalar uçar kafamdan
kış geliyor sarılmak farz oldu ağaçlara
aç kurtlar şehre iner uyanır uyanmaz
sütü akmaz annemin gündüzleyin
şimdi bir ninni korkutur ormandaki cinleri
ben büyürsem babam hep soğuyacak
küfrüm tapu kayıtlarına vurur devletin
kekemeyim mızraklar fışkırır omzumdan
söylenmemiş acılar
anlamlandırılmamış ayrılıklar
yutkunulmuş heceler
vekil tayin edilmiş kızarıklıklar fışkırır
alınırım soğuk gelirse çaylar önüme
susması mümkün değildir yazgısı ölüm olanın
bin yıl konuşturur kimi haksızlıklar
yaşamak lanetinden gelir bir ayyaşın hüznü
şişeler boğazda santim santim parçalanır
kan uykusu gözü önünde tertemiz çocukların
vedayla terbiyelenir kaçıngan her birliktelik
kundak mıdır yüzümün değdiği toprak tenime
ürkmeden soluk alsam belki sarılırken ağaçlara
demesem hiçlik diye baktığım candan suretlere
görmesem ısrarla irice meyvedeki ufacık kurdu
meydanlara çıksam belki sesimi sahiplenerek
kırıldım boğuldum dağıldım desem yüreklice
değse ayağım azgın limanlara
duysam güven koptu kopacak ama o an kopmayacak halatlara
kabul etsem en önemlisi aynaların çatlarlığını
ağlasam belki şelaleleri unutarak
düştüğüm yerden hikâyem filizlenir
haylaz yaralarımda dikenli tatlı binlerce tohumu yeni dünyanın
Editör: Melike Kara
- Beni Sarar Melankoli - 5 Şubat 2025