derrida’ya
sussam dua oluyorum
konuşsam beddua
kelimelerim damarlarını
kesiyor ömrümün bin yerinden
cenazeler kalkıyor avlumdan
namazsız
kimsesizler mezarlığına gömülüyor sevdiklerim
otuzumda sessizliğin anlamını sürdüm dilime
ödül mü ceza mı anlayamadım
hangi tükenen duygunun ahı kesti yolumu
her öğün dişlerimle ezdiğim yüreğimdir
kaburgamda pörsümüş aşklarım
haraç kesiyor gözlerimden
er meydanında döğüşerek kaybetmedim
konuşarak kaybettim tüm savaşlarımı
kelimelerim saftı hâlbuki
bir cümleye bin aşk yüklerdim
sökmüştüm kötülük çiçeklerini kökünden
sevebilirim yalnızlığı zannediyordum
bu dar sokaktaki tanrısız evlerde
büyüyor parmak uçlarım
derimden kopardığım fotoğraflarda görüyorum çocukluğumu
bir garip cümleydi sekiz yaşındayken hayat
Allah beni sevmiyor mu anne
hep bir yol var önümüzde gidilmesi gereken
tam bitti dediğimiz anda
bir başka patikada batıyor ayağımıza kelimeler
kelimelerin insan öldürdüğü doğru mudur
peki cümleler
yeri geldiğinde katliam mıdır bir iç ülkede
evet
öldürdüm onları
hem katilim hem maktul
cümlelerim silah oldu
onları öldürürken kendimi tükettiğimin farkındaydım
pişman değilim
ömrüm avuçlarımda erirken
sessiz kalmayı tercih ettim
penceremin kırığından rüzgar esiyor
üşüyorum ama konuşmuyorum
konuşsam bir lamba daha patlayacak
mezar kazmaya yetecek kadar takatim de yok
toplu olarak gömdüm cesetleri
baykuşlar tepemde uçarken
ben iç ülkemde katliamın sorumlusuyum
ey insanlar
siz severken öldürdünüz
ben severken öldüm
- Kafkas Arnavutlarının Esiridir Ölüm ve Modern Kurban Ritüelidir Yaşamak - 28 Mayıs 2021
- Baykuş - 7 Ağustos 2020