Sokakları süpürenler iyi bilirler sokağın derdini. En büyük arkadaşı çalı süpürgesi, küreği ve çöp arabasıdır. Onlar arkadaşlık eder gün boyu. Diğer insanlar bize çöpçü derler bir çöpten bahseder gibi. Çoğu insan günaydın, kolay gelsin demeyi bile çok görür. Mikropluymuşuz gibi davranırlar. Bazıları dümdüz ilerlerken bile yanımızdan geçmek yerine araya mesafe koyup öyle geçmeyi tercih eder. En çok da o dokunur insana. Suratına bakıp “Ben bir çöp değilim!” demek isterim ama diyemem. Önceden çok dertlenirdim ama alıştım, kabullendim artık. Yirmi yıldır bu sokakları süpürüyorum. Hangi mahallede en çok hangi çöpün atıldığını bilecek kadar ezberledim bu sokakları.
Sabah ilk işim, Altın Sokak’a gitmek oluyor. İşin çokluğundan değil, o sokağın insanlarını gözlemlemeyi seviyorum. Sabahın körü denilecek bir vakitte Çiğdem Apartmanı’nı ilk terk eden Arif Bey olur. Karısı Mualla Hanım’ın hazırladığı sandviçin kağıtlarını hep aynı yere atar. Karısına anlatmak isterdim, her gün ekmeği sardığı streç filmin dünyaya verdiği zararı. Arif Beyin arkasından çok geçmeden günlük çöpünü alarak Aynur Öğretmen ayrılır apartmandan. Yanıma gelir halimi hatırımı sorduktan sonra elindeki poşeti arabaya atıp atamayacağını sorar bu sefer. Teşekkür edip atabileceğini söylerim. Her gün aynı soruyu sorar unutkanlığından mıdır? Nezaketinden midir? Hala çözemedim. Apartman tarafından sevilmeyen üniversiteli delikanlılar da duyarlıdır çöp konusunda. Hep onların pis olduğundan bahsedilir. Evlerinin koktuğu söylenir, En çokta Mualla Hanım yakınır bu gençlerden. Mualla hanım kendince temiz bir kadındır. Ev de çöp tutmaz aynı saatte pencereden dışarı atar. Bazı insanların temizlik anlayışı evlerinden ibarettir maalesef. Apartman sakinleri bu gençler hakkında atıp tutsa da ben inanmam. Gayet temiz çocuklardır. Benimle konuşmayı severler. Gençlerden biriyle konuştuğum bir gün, çantasını açtığında içinin çöp dolu olduğunu fark ettim. Önce güldüm, sonra aramızdaki samimiyete güvenerek diğer apartman sakinlerinin haklı olabilme ihtimalini şaka yollu söyledim. Genç delikanlı da güldü. “Gün içerisinde çöp kutusu bulamadığım zamanlarda cebime, çantama koyuyorum Hasan ağabey. Birikiyor böyle böyle. Sokakları kirleteceğime çantamı kirletirim daha iyi.” dedi. Utandım ama bir şey söyleyemedim. Vicdanlı, merhametli çocuklardı bu gençler. Anaları babaları ne kadar gurur duysa az kalır.
Sokağın hayvanseveri emekli memur Hanife, beni en çok şaşırtan kişidir. Hayvanlara gösterdiği özenin en ufağını çöpçülere göstermez. Mama kaplarını, plastik poşetlerini, bitmiş mama kutularını ortada bırakır. Diğer insanlarla sürekli kavga eder. En çok kavgayı streç film meraklısı Arif Bey’in karısı Mualla Hanım ile yapar. Mualla Hanım’ın derdi hayvansever komşunun çöpleri ortada bırakmış olması değildir tabi o apartmana dadanacak pirelerden korkar en çok. Her gün çöp attığı pencereden aşağı doğru sarkarak gür sesiyle bağırır.” Pire dadanacak evlere. Kimsenin evini ilaçlatmaya verecek parası yok. Git Hayvanat bahçesinde yaşa sen. “Der. Ben günlük bu kavgaları dinlerken, apartman görevlisi Mahmut ağabey elinde çayla gelir yanıma. “Üşümüşsündür” deyip bardağı uzatır. Apartmanın günlük dedikodusunu, ona yapılan haksızlıkları anlatır, içini döker ve sonra işine geri döner. Ben, onun içini de süpürmüş olurum böylece.
Sokaktan çocuklarıyla geçen bazı kadınlar, çocuklarını uyarmazlar yere çöp attıklarında; veya kavga ettiklerinde elleriyle beni gösterirler, “Bak okumazsan onun gibi olursun.” derler. Çöpçü olmak bu dünyadaki en aşağılık şeydir çünkü onlar için. Bazı kadınlar ise çocukları çöp attığında yerden almalarını söyler. Almadıklarında yanına eğilir. “Sokakları kirletirsek bu amcalar evlerine geç giderler, onlara yardımcı olmalıyız.” derler. Çocuk, annesi lafını bitirmeden alır, arabaya atar çöpünü.
Bazıları ise bizim işsiz kalacağımızı düşündükleri için atar çöpü. İşsiz kalmayız, daha az yoruluruz sadece. Bu, ekmeğimizi düşünen sözde duyarlı insanlar ise en çok kendini kandırır.
Evini, arabasını, çantasını kirletmemek için sokakları kirleten insanlar bilmelidir ki, geleceği en çok onlar kirletir. İçi çöpe dönmüş insanın yansımasıdır bu duyarsızlık. Çöp, insan icadıdır. Yaratılmışların en büyüğü doğaya yapılan bu saygısızlık, bedelini acı bir şekilde ödetecektir insanoğluna.
- “İnferis” Kitap İncelemesi - 9 Ağustos 2022
- Mahfi Eğilmez ile Söyleşi - 1 Ağustos 2022
- “Küçük Hasır Şapka” Kitap İncelemesi - 25 Temmuz 2022