Küçük ekmek kırıntılarını kafalarında taşıyarak yuvalarına yemek götürme telaşındaki karıncaları bilir misiniz? Toprağın içinden çıkıp etrafa savrulmuş kum taneleri gibi dağılan karıncalar, dünyanın farklı yerlerinde ayak izleri bırakarak yaşamaya devam eden insanları hatırlatır bana. Göçmen, kuşlar gibi sıcak yerlere uçma telaşından öte, her şartta yaşama telaşında olan karıncalara daha çok benzer.
Dünyanın ülkeleri birbirinden ayıran sert sınırlarının yanında şeffaf bir çizgiyi delerek geçen göçmen var olduğu ilk ülkeden çıkmasıyla başlayan bir hikâyenin baş kahramanı haline gelir. Bundan sonrası artık geçmişinde kalan hikâyelerin kahramanı da olsa bu kahramanın yan rolleri olarak kalır. Karınca telaşı böyle başlar göçmende. Sürekli bir hareket, çalışma ve aç kalmama telaşı.
Jhumba Lahiri’nin 2000 yılı Pulitzer ve PEN/Hemingway Ödülü’nü alan hikâye kitabı Interpreter of Maladies dünyada baba rolündeki ülkelerin göçmen politikalarıyla yeni yüzleşmeye başladığı zamanlarda yazıldı. Günümüze geldiğimizde kitaptaki göçmen temalı hikâyelerin çok da değişmediğini, bugünün göçmenine de hitap ettiğini görüyoruz tabii ki edebiyatın her dönem insanını kapsayan özdeşleşme çizgisiyle.
Jhumpa Lahiri Hindistan‘dan İngiltere’ye ve sonrasında Amerika’ya göç etmiş bir ailenin kızı olarak başlayan hayatını İtalya’da devam ettiriyor. Çoğu hikâyede kendinden ve göçmenin genel tipolojisinden süzülen ince mesajlar gönderiyor okuyucuya. İngilizce ana dili olmamasına rağmen kullandığı sade ve akıcı dille hikâyeleri okuyucuyu canlı tutan bir anlatımla ilerliyor. Daha sonra romanla devam eden eserlerinde bu üslubu bir üst seviyeye taşıyor.
Interpreter of Maladies Türkçe adıyla “Dert Yorumcusu” adlı kitapta adı geçen hikâyeleri İngilizce okuduğum kitaptan referans vereceğim. Lahiri’nin bu kitabında toplam dokuz hikâye bulunuyor. Hikâyelerin kahramanları yazarın kendisi gibi göçmen olan çoğunlukla Hintli ya da Pakistanlı kişiler. Her hikâyenin kişilerin göçmen olmalarına bağlanan bir gidişatı ve göçmenliğin hayatlarına kattığı ikinci bir kişiliğin çatışmasıyla devam eden olaylar var.
Lahiri kaleminden, kendi damarına işleyen göçmen sıfatını yazar kimliğiyle yansıtıyor hikâyelerine.
Kitaba adını veren “Interpeter of Maladies”de , tercüman olarak çalışan Hintli bir adamın Amerika’dan turist olarak gezmeye Hindistan’a gelmiş kökleri Hint ama Amerika’da yetişmiş ve oldukça Amerikalı görünen bir aileyle geçen hikâyesi anlatılıyor. Türkiye’de daha çok Avrupa ve özelde Almanya üzerinden örneklerini çok görebileceğimiz benzer bir hikâye… Onlara tur rehberi olarak yardımcı olan Hintli karakterle ailenin içindeki kültürel çatışmalar ve aile sırları ortaya çıkıyor. Lahiri kitaba adını veren bu hikâyeyle güzel bir kimlik çatışması çiziyor. Göçmen, bir gün kendi ülkesine de turist olursa, nasıl olabilir üzerinden kurguyu ilerletiyor. Yazar birçok sancılı noktayı hikâyenin içine görünmez harflerle saklıyor. Göçmen, sınırlarla yabancı olduğu yere bir zaman sonra ait olabiliyor ve kimliğini ait olduğu yere yabancı kalmak şeklinde değiştiriyor.
Göçmenin kimliği maalesef hiçbir zaman bir yere ait olamıyor. Aşılanmış ağaçların farklı meyveleri gibi ilk insan soyundan çoğalan “göçmenleşmiş” insan, köküyle toprağa yine bir yerden tutunmaya çalışıyor.
NOT:
Jhumba Lahiri,Interpreter of Maladies, Mariner Books, (1999)
Film Önerisi : “The Namesake” ( Aynı adlı romanından)
- Jhumpa Lahiri Göçmen Edebiyatı ve “Göçmen”in Dünyadaki Yeri Üzerine - 15 Ağustos 2025
- Edebiyatımızın Önemli Kalemlerinden Kemal Varol Tüm Kitaplarıyla Doğan Kitap’ta! - 14 Ağustos 2025
- Lerzan Toker’in İlk Öykü Kitabı Raflarda Yerini Aldı! - 11 Ağustos 2025