Yazar: Mahal Edebiyat Sanat• 26 Haziran 2025• 13:46• Duyuru

Aykırı Akademisyen Sevda Deniz Mert’ten Yeni Kitap “Kemikler ve Yeşil Elma”

Güneş gözlüğüne ihtiyacım yok çünkü gözlerimi yormayan bir güneş gibi parlıyorsun. Senin varlığın, güneşin yakmadan da ısıtabileceğini bana öğretiyor. Bu kadar huzurlu bir sıcaklığı daha önce hiç bilmezdim.

Baktığı yerde onu gördü, akan gözyaşları değildi, sökülen ciğeri değildi; hiç değmemiş olan sevginin değdiği yaranın acısıydı yükselen. Hatırladıkça günahlar boynuna dolanıyor, nefesini kesiyordu. Öylece içinde sebepsiz bir korku vardı ki, sanki ateşlerde yanıyordu ve kimse onu kurtarmak için gelmiyordu. Bakamadığı yönde, yaratıcısı onu göremiyordu. Geçeceğini bilmeye ihtiyacı vardı ve inanmaya. Cesaretin ve umudun üzerine yağmasını diledi, günahları sevaba çevirmek için. Çözülmek ve kaldığı yerden hayata devam edebilmek için…Kokusunu unutabilmek için dehşetin… Talan edilmemiş bir uykuya hasretle…

Sevgilim,

Öykülerini okudum. Okurken, kullandığın her kelimenin, her noktalama işaretinin üzerinden defalarca geçtim. Geçerken seni hissettim. Çok farklı bir duygu bu, anlatamıyorum. Bu, okurken seni yaşamak sevgilim. Karakterin hüznünü, anlattıkların üzerinden anlayabiliyorum. Aşık olmuş ve hayal kırıklığına uğramış. Bu sarsıntının dinamiklerini anlamak çok önemli. Çünkü hayat, onu iyileştirene kadar kanatmaya programlıdır.

Tüm bu duygusal kaos içinde, Özgür hem insanlara öfkeliydi hem de yalnız olmasının suçunu kendinde arıyordu. Mercan’a yolladığı e-postaların birinde, “İçimde ölen birileri var. Annem ölüyor, babam ölüyor, içimdeki çocuk ölüyor. Çok fazla cenazem var, hangisini kaldırabileceğimi bilmiyorum.” yazıyordu.

* Gecenin bir yarısı Özgür sırtında bir sıcaklıkla uyanmıştı. Sırt sırta bir pozisyonda, Güneş omurgasını Özgür’ünkine dayamıştı. O geceyi, o hafta terapisine götürdü Özgür. Yüzünde şaşkın ve mutlu bir ifade ile anlatmıştı olanları: “Desteklenmiş hissettim, sıcaktı ama yakıcı ve bunaltıcı değildi. Bu duygu benim için ilkti!”

Yazar Hakkında:

Sevda Deniz Mert

1984, Almanya doğumludur. 1992-2004 yılları arasında, ilk, orta ve lise eğitimlerini Sakarya’nın Karasu ilçesinde, lisans eğitimini 2004-2009 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini ise 2011-2018 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Biyoteknoloji programında tamamlamıştır. Lisans ve Yüksek lisans eğitim yıllarında misafir öğrenci olarak, Psikoloji bölümü lisans derslerini almış, insan psikolojisini anlamaya dair merakı sebebiyle, bu alanda derinleşmeye yönelik eğitimlere ve okumalara katılmıştır. Medipol Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programında Epigenetik Psikoloji ve Psikolojide Güncel Uygulamalar derslerini, İstanbul Okan Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümünde Fizyoloji, Biyokimya, Biyoteknoloji, Endüstriyel Genetik ve Biyomühendislik, Nanoteknoloji ve Epigenetik Sağlık derslerini vermiştir. Da Vinci Atölye adıyla bir yıl süre ile çocuklarla bilim atölyeleri yapmıştır. Yetişkin bireylere yönelik farklı disiplin bilgilerinden sentez eğitimler vermektedir. Bu eğitimler; Epigenetik Psikoloji, Epigenetik

Kalıtım: Atalardan Travma Aktarımı ve Epigenetik Miras, Epigenetik Mutluluk: Mutlu Beyin Mutlu DNA, Epigenetik Ebeveynlik, Epigenetik Kader: Kendi Kaderimizin Yazarı Olmak, Epigenetik Beslenme: Genlerin Menüsü, Epigenetik Stres: Stresi Yönetebilmede Stratejiler, Epigenetik Motivasyon, Epigenetik Stratejiler ve epi-genBloom: Hücresel Yaşlanmayı Yavaşlatmak’tır. Ayrıca Aykırı Akademisyen mahlasıyla sosyal medyada epigenetik, sağlık, psikoloji, ilişki,

farkındalık, beslenme ve bilim içerikleri üretmektedir. Kendini bir ifade yolu olarak yazmayı, fotoğraf çekmeyi, dijital ve analog sanat işleri üretmeyi seviyor. Kendini daha iyi anlamayı, işinde ve ilişkilerinde anlam bulmayı, derinlikli sohbetleri, merak etmeyi, kendisini şaşırtan yeni bilgiler öğrenmeyi, felsefeyi, denemeyi, kendini motive etmeyi, problem çözmeyi, teknolojiyi, hayvanları, doğayı, açık hava etkinliklerini, spontanlığı, ayakkabıları ve şapkaları çok seviyor. Dert edindiği konular; stresi ve kaygıyı yönetebilme, bugünü gölgede bırakan travmalar, duygular, ilişkiler, beden-zihin sağlığı, hakkaniyet, güç istismarı, her tür için yaşam hakkı ihlali, ötekileştirme, besin, su ve hava kirliliği.

Bu eser yazarın ilk kurmaca eseridir.