Yazar: 21:50 Röportaj

Hatip Çiçek ile Acının Güldürmesi Kitabı Üzerine Söyleşi

Acının Güldürmesi bir paradoks gibi görünüyor. Acı güldürebilir mi, yoksa insanın en çok güldüğü yerlerde hep bir acı mı saklıdır?

İnsanın en çok güldüğü yerlerde mutlaka bir acı saklı olmayabilir ancak acının son aşaması olarak “gülmek” eylemi bir tepki olarak kendisini çoğu zaman hissettirir. Acının güldürmesi bir tür “kayıtsızlık” olarak anlaşılabileceği gibi bir “çıldırma” evresi olarak da tahayyül edilebilir.


Şiirlerinde hüzün ve ironi iç içe geçiyor. Sence mizah, acıyla baş etmenin bir yolu mu?

Bu noktada hüzünle acıyı ayrı tasavvur etmek gerekiyor. Acı çoğunlukla yaşanılan bir olaya/duruma karşı tepki konumunda yer alır ve genellikle somut bir gerçekliğe dayanır. Ancak hüzün daha çok içsel bir yönelimin veya hayata karşı sunmuş olduğumuz bakışın insana yüklediği bir duygu yükü gibi görünüyor. Dolayısıyla acı bir tepkiye karşılık gelirken hüzün daha çok dünyaya karşı takındığımız tavır olarak kendisini gösterir. Acıyla baş etmenin yolu onu kabul edip yaşamaktan geçiyor. Tekrar başa dönmemek için, baş etmenin yollarını arar insan…


Şiirlerinde sık sık gündelik hayatın küçük detaylarını kullanıyorsun. Bu, yaşama başka bir gözle bakma çabası mı?

Şair, şiir yazmakla hayatın “bayağılığına” karşı tavır koymuş olur. Dolayısıyla gündelik olanda derinlik ortaya çıkarmak da şiirin niteliklerinden biridir. Ayrıca söz konusu bu durum, bakan gözün başka oluşuyla değil, gözün baktığı yeri başka kılışıyla ilgili bir meseledir.


Bir şiirin bittiğini nasıl anlıyorsun? Yoksa hiçbir şiir tam olarak bitmez mi?

Esasında, çok sonra fark ediyorum ki yazabildiğim her yeni şiir, yazmış olduğum bir önceki şiirin devamı gibi duruyor. Bir şiiri gerçekten bitirmek mümkün müdür? İhtimal vermiyorum doğrusu.


Şiirlerinde zaman zaman sert bir dil var ama aynı zamanda duygu yoğunluğu da yüksek. Bu dengeyi nasıl kuruyorsun?

Şiir bir tür aktarım biçimidir. Eğer ortada bir denge varsa bunu gerçekten iyi bir şiir yazma çabasına borçluyum.

Sence şairin en büyük laneti nedir? Çok fazla hissetmek mi, yoksa hissettiklerini anlatamamak mı?

Şiir, hayatın insana yakıştırdığı her türden “şeye” karşın yatıştırıcı bir işlev üstlenir. Şiir iyileşmeyi vadetmez ancak hastalığın düşmanıdır. Bu durum ne şairin amacından kaynaklanır ne de şiirin vazifesinden. Her insan bir hissedişin sahibidir zaten şairi ayrı kılan da hissettiklerini ifade etme yetisidir. Dikkat ederseniz “anlatabilme” demiyorum “ifade etmek” diyorum. Çünkü şiirin bir şeyleri anlamlandırma çabası içinde olabileceğine inanmıyorum. Anlatma/anlamlandırma kaygısı şiir haricindeki diğer edebi türlerin işi gibi geliyor bana. Eğer gerçekten bir lanet varsa eğer şair şiir yazarak lanetle olan bağını keser. Cioran, “İfade edilen şeylerle olan bağlantı kopar.” minvalinde bir yorumda bulunur. Öyle ki şiir de bir tür ifadedir ve yazıldığı anda şairiyle olan bağlantısı kopar. Okur da tam olarak bu bağlantının koptuğu yerde devreye girer.


Bir şiirinin okunduğunda yanlış anlaşılma ihtimali seni rahatsız eder mi, yoksa herkes kendi anlamını mı bulmalı?

Şiirlerimi yazarken göz ardı edemediğim husus gerek mesajı iletme şekli bakımından gerekse estetik unsur açısından düz yazıdan ayrı duran bir yerde olması. Okunduğu vakit herkesin aynı kanaate erişemeyeceği ve aynı duygu akışını hissedemeyeceği bir şiir… Dolayısıyla bir şiirimin okurları farklı duygulara, çağrışımlara sevk etmesi beni  bir rahatsızlığa değil, aksine memnuniyete gark eder…


Şairler için en zor şeylerden biri de kelimeleri sürekli sorgulamaktır. Sen en çok hangi kelimeyi sorguladın?

Şairler esasında kelimenin kendisini değil, bazen bilinçli bazen de farkında olmayarak ona yüklemiş olduğu anlamı sorgular. Öyle sanıyorum ki Acının Güldürmesi bana en çok “baba” kelimesine yüklemiş olduğum anlamları sorgulattı.

Bu kitabın içinde en çok hangi şiirin unutulmaz olmasını isterdin?

Unutulacak Şeyler.


Şiir bir isyan mı, bir teslimiyet mi? Acının Güldürmesi bu iki uçtan hangisine daha yakın?

İtiraz, şiirin itibarıdır. Acının Güldürmesi tam olarak bu noktada duruyor. Ne isyan ne de teslimiyet…

Visited 48 times, 13 visit(s) today
Close