Ağzımdan dökülen hecelerde
Bütün bildiğim, sakladığım efsaneler
Bir “he” desem misal kuş konan dallara
Sapsarı taşları kapkara taşlara kırdırsam
Buz gibi akan nehirlere balık olup dalsam
Altından vadilerce uzanıp göklere çıksam
Bütün efsaneleri efsunlasam
Tek bir heceye.
Ağzımı açmadan dahi
Efsanelere varsam güneşin yakıcılığında
Tebdil gezsem karların arasında
Susuzluğumu kandıramayan o karları içsem
Tek bir heceyle.
Ağzımdan şimdi uçup gitse
Kırmızı ve taşlı toprağın narlı sözleri
Sarıyla ve yeşille boyanmış boyun eğmeleri inançların
Tozlu sokakları, çorak tepeleri efsanelerin başlangıcının
Tek bir heceyle.
Dilim dönse bütün sözcüklere
Sezdiğim o büyüleri sarıp saklasam efsanelere
Bir tek ben ağzımı açtığımda sırlı bir şiire dönüşse
Bütün o tek, tek heceler
Sarılar, yeşiller, tozlar, taşları çorak toprakların
Kandırmayan karlar, ala bulanmış tarlalar.
Bir tek ben ağzımı açtığımda zaten
Dolanacak yollar o yad heceye
Nasıl da sarılı sarmaşık gibisinden
Oranın büyüsü dökülecek hecelere.
Üfleyip aralayıp da göreceğim
Mülhem hayalleri o sarı evlerin damlarında
Efsanelerden dem çekip, işte yeniden
Bir “he” demiş olacağım bütün büyülü gerçeklere.
Editör: Melike Kara
- Doğunun Büyüsü - 9 Mart 2025