“Beş para ver, beş para ver, beş para yoksa on para ver. Gel gel güzelim, gel; gel gel güzelim, gel. Düm teke tek. Düm teke tek....

Ahmet Uçantürk boyu kısa olduğu halde sığamadığı pencerede dizlerini bükmüş bir bebek gibi nazikçe tuttuğu, birazdan tekrar...

Beni halam büyüttü. Tutkulu bir fizik öğretmenidir kendisi. Ben de tutkulu bir amatör futbolcuyum. Özellikle okuldan uzaklaştırma...

 El eleyiz. Annemin ayakları benim ayaklarımdan önce gidiyor. Onun çabukluğu beni de koşturmak zorunda bırakıyor. Saçımın...

Tarih: Çocukluğumu düşündüğüm gün. Saat: Deruni olduğum herhangi bir saat. Geçen gün çocukluğumu gördüm bir şiirde....

Helin’e ithafen…  Rektörlüğün etrafından dolaşıp, ağaçlı yola saptım. Sonbaharın gelişiyle yerlere serilen...

Kaçıyorum… Yokluğuma, hiçliğime ya da bilinmezliğime en derin çukur neredeyse oraya…Hangi sokak, hangi yön, hangi...

Sen çok erken gittin be Azizim. Hiç hesap edilmemiş bir zamanda, elleri avuçlarıma sığmayan beş yavruyla koyup gittin beni....