Yazar: 18:06 Film İncelemesi

Synecdoche, New York: Kendimi Sahneye Koyduğum Oyun Üzerine

Hayat bir sahne değil, bir prova; zira hiçbir sahne bu denli acımasız, hiçbir replik bu kadar kendi gerçekliğimizi boğacak kadar samimi olamaz.

Charlie Kaufman’ın Synecdoche, New York’u bittiğinde, perdeler karardı. Film değil, âdeta izleyici olma lüksüm sona ermişti. O an fark ettim: Projektörler susmuştu, ama içimdeki sahne hâlâ ışıl ışıldı. Dekorlar yıkılmamış, oyuncular çekilmemiş, seyirci kalkmamıştı. Çünkü o sahne bendim. Seyirci, oyuncu ve yönetmen — aynı bedende, aynı yorgun zihinde.

Caden Cotard’ın çürüyen, anlamını yitiren ama büyümekten, acıyla olsa da, vazgeçmeyen tiyatrosu, bana hayatın bir temsilden ziyade temsillerin imkânsızlığına dayalı bir yanılsama olduğunu fısıldadı. Caden, bir sanatçı değil, gerçeğin yankısını tekrar eden bir makineydi. Aradığı şey, arayışın kendisini tüketen bir labirentti. Her insan bir yansıma, her sokak bir kurgu, her an ise tekrar edilebilecek bir gölgeydi. Ve bu trajedi sadece ona ait değildi; o, sadece daha yüksek sesle düşünüyordu.

Ben de kendi içimde, sessiz bir prova yönetiyorum yıllardır. Düşüncelerime kostüm, korkularıma makyaj giydirip sunuyorum insanlara. Bir dostumun kahkahasında çocukluğumun repliğini işitiyorum; bir yabancının suskunluğunda kendi yazıp sildiğim diyaloğu görüyorum. Bu yüzden Synecdoche benim için bir film değil, zihnimin en karanlık yanlarına tutulmuş eğri bir ayna oldu.

Filmde zaman hem ilerliyor hem de dönüp duruyordu. Biz de öyleyiz. Yıllar geçiyor, ama biz büyümüyoruz; yalnızca eskimiş kostümlerimizi değiştiriyoruz. İnsanlar ölüyor, ama gerçekte ölen kimlikleri değil, onlara atadığımız roller. Caden’in “Kim oynayacak beni?” sorusu, aynada her sabah sormaktan korktuğumuz kadim sorunun aynısı: “Bugün kimi oynayacağım?”

Devasa, sınırsız tiyatro sahnesi, zihnimde inşa ettiğim fikirler şehrini hatırlattı bana. Herkesin bir rolü, her düşüncenin bir sahnesi, her acının bir perdesi olan bir yer… Ancak fark, hayati: Caden’in sahnesi çürümenin pençesindeydi, benimkisi nefes almalı. Onunkini ölüm korkusu besliyordu, benimkini ise yaşamı anlamlandırma çabası.

Belki en sarsıcı hakikat şu: Caden, fiziksel ölümünden önce defalarca öldü. Kimliğini, aşklarını, hayal kırıklıklarını — kendi benliğini defalarca toprağa verdi. Biz, seyirciler, her kaybın başında bir anlam aradık; tıpkı gerçek hayatta, bir mezar taşına ruh katmaya çalışan insanlar gibi.

Bir mezar taşına yazılabilecek en dürüst cümle belki de şudur:

Bu bir oyundu ve perde kapandı.

Caden’in trajedisi, bize şunu hatırlatıyor: Kendi sahnenizi inşa etmeye cesaret etmezseniz, başkasının oyununda unutulacak bir figüran olmaya mahkûm olursunuz. O oyun yıkıldığında, geriye sadece derin, anlamsız bir yorgunluk kalır.

Ben işte o yorgunluğun küllerinden kendi anlamımı inşa ediyorum. Çünkü yıkılan her sahne, bir sonrakinin temel taşıdır.

Ve artık biliyorum:

Hayat bir tiyatro değil.

Hayat, yıkılmış bir tiyatronun enkazında, tozlu perdeler ve kırık replikler arasında kendi sesinizi aramaktır.

Vizyon tarihi: 2008

Süresi: | 2s 4dk | Dramatik komedi

Yönetmen Charlie Kaufman 

Senarist Charlie Kaufman

Oyuncular: Philip Seymour HoffmanCatherine KeenerSamantha Morton

Orijinal adı: Synecdoche, New York

Editör: Melike Kara

Visited 3 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version