Sayın Umut Şener, “Bir Yazar Beş Kısa Soru” isimli yazı dizimize katıldığınız için teşekkür ederiz. Yazı dizimiz önceden belirlenmiş ve isim ayırt etmeksizin yazarlara yönelttiğimiz beş kısa ve net sorudan oluşuyor.
Umut Şener kimdir?
Merhaba. Ankaralıyım. Geçmişte Ankara Üniversitesinde Gazetecilik okudum. Şu an Ziraat Fakültesi lisans öğrencisiyim. Kanser tedavisi görüyorum. Uzun yıllar siyasi nedenlerle tutsaklık yaşadım. Aydın olmanın, demokrasi mücadelesi vermenin gereğini kendimce, eğilip bükülmeden, icazet almadan, nedamet getirmeden yerine getirmeye çalışıyorum. Asıl olarak editörlük ve metin yazarlığı yapıyorum. Toprakla, kitapla, insanla güçlü bağlarım var ve bunları insan kalma çabamın temel parçaları olarak görüyorum.
Senem isimli kitabı neden yayımladınız?
Asuman’ı, Hatice’yi, Hanım Ağa’yı, Raperin’i, Mürüvvet’i… Yazmak için; ya da tersinden hiçbir zaman Umut isimli bir kitap yazmamak için… Bir kadın olarak, yüreği ve bilinci bambaşka kadınların bilgelikleriyle, mücadelesiyle dopdoluyum. Sadece bana ait bir hikâye yazmak, kendi hikâyemi yazmak yazma serüvenimin başlayıp bitmesi olacaktı. Bundan da öte yaşanan her şeyin bir sınıfsal karşılığı var. Her hayat yanında başka kolektif gerçeklerle birlikte yaşanıyor. Mesela Senem, Almanya’ya işçi göçünün altmışıncı yılında yazıldı. Aynı zamanda Covid-19 pandemisi sürecinde yazıldı. Ve kadınların dünyanın dört bir yanında cinsel, ulusal, sınıfsal sömürü nedeniyle başkaldırısının dünyayı etkilediği bir dönemde yazıldı. Senem‘le kadın yaşamöyküleri olarak anlatmak istediklerimin yolunu açtım.
Neden okuyorsunuz?
Okumak dünyada olduğumuzun ve yaşadığımızın en somut göstergesi bence. Başka hayatlara, başka sorunlar ve çözümlerine, başka kardeşlerime, başka renklere, seslere, kokulara ancak bu sayede ulaşabiliyorum. Bilim benim tek rehberim. Bilgiye ulaşmanın yolu okumaktan geçiyor. Bilinçli bir okur olmak için de çabalıyorum, bu çaba okumayı değerli kılıyor çünkü.
Neden yazıyorsunuz?
Yazmak çok yoğun bir emek süreci olsa da yazarlık bir meslek olarak değerlendirilmiyor. Popüler kitap yazmak ve bundan servet edinmekten bahsetmiyorum elbette. Yavan yaşamayan, yaşadığı hayatı anlamlı kılmaya çabası olan insanın işidir yazmak. Yazının kullanılmaya başlandığı ilk günden beri hayattan ne aldığını ifade etmek için birileri yazıyor bence. Ben de hayattan aldıklarımı işleyip geri sunuyorum yazarken… Güzel bir söz var, “bilgi, bilenin bilmeyene borcudur” diye. Hayatın aynı anda ve hep öğrencisi ve öğretmeni olma dengesini kurmak önemli benim açımdan. Gözlemlerimin, öğrendiklerimin, biriktirdiklerimin değerli ve benim dışımda birilerine ulaştığında onlar için de yararlı olacağını düşünüyorum. Anlatacaklarım var, söyleyeceklerim var, insan sosyal bir varlık ve bu yanıyla yazmanın “kendime dair” olmayacağının bilincindeyim.
Hayatın amacı sizce ne olmalı?
Değer üretmek bence. Başka hayatlara dokunmak, başka ruhlarda, gönüllerde yer sahibi olabilmek ancak bu sayede mümkün. Ontolojisi değer üretmek üzerine kurulu bir emek yaşamaktan anladığım. Bunun “yazar”daki karşılığı “okur” zaten.
Teşekkür ederim.
- Bir Yazar Beş Soru: Yonca Tandoğan - 5 Aralık 2024
- Onur Özkoparan Editörlük Atölyesi Başlıyor! - 20 Kasım 2024
- Bir Yazar beş Soru: Bilal Aydın - 17 Kasım 2024