Yazar: 16:57 Öykü

Stiletto

İnternet: çağın vebası. Mı sahiden? Eskiden yapamayacağımız birçok şeyi internet sayesinde yapabiliyoruz artık. Görmediğimiz ülkeleri görebiliyor, aklımıza bile gelmeyen insanların yaşam biçimlerini deneyimleyebiliyoruz. İnternetten tanışıp evlenen çiftleri, bir online oyun aracılığıyla bütün sosyal açlığını gideren gençleri hemen her gün duyuyoruz işte. Ama bunların ötesinde, internetin bizlerin hayatına; şehirlilere kattığı en önemli şey bambaşka: şüphesiz, gecenin hangi vaktinde, hangi dağın başında olursak olalım istediğimizi sipariş edebiliyoruz. Tantuni, waffle, köfte ekmek, pasta mumu, damacana su, kondom; kısaca her şey… Her şeyi her an isteyebilen insan, her istediğine de her an kavuşabiliyor artık.

“Tırnaklarını boyuyor, her parmağı farklı ama eşit oranda tahrik edici bir renge: Serçe parmakları sarıya, yüzük ve işaret parmaklarını mora. Diğerleri kırmızının en erotik tonuna. Uzun, sivri, sahte tırnaklar bunlar.”

Peki internetin hiç bilmediğimiz bir yönü yok mu? “Online” olduğumuz için ödememiz gereken bedeller, faturalar yok mu? Abonelik ücretlerinden filan bahsetmiyorum hayır. Daha bedelli ödemelerden, epey karanlık şeylerden söz ediyorum size. Dinlemeye yüreğiniz var mı? 

Klik! Tüm kredi kartı bilgileriniz Arjantinli bir ergenin eline geçmiş olabilir. Klak! Kameranızdaki küçük göz, geçen çarşamba akşamı erotik bir ekrana bakarak geçirdiğiniz on beş dakika ile sizi kolayca sıradaki şantaj mağduruna dönüştürebilir. Telefonunu bir arama yapmak için isteyen bir yabancıyı kıramayan bir arkadaşım hâlâ bir ceza soruşturmasının öznelerinden biri. Tık! Tek bir tuşla bütün geçmişiniz başkalarının oyun alanı olabilir. Bir yanlış “link” yüzünden geleceğiniz üzerindeki söz hakkınız bütünüyle ortadan kalkabilir. Yine de internet de aynı toplumumuz, toplumlarımız gibi. Her şeye rağmen, bu karanlıkları görebilen ve kullanmasını bilen için bunlar bambaşka şeyler olabilir.

“Peruğunu geçiriyor üç numara tıraşlı kafasına. Kıpkırmızı küt kesim peruk, rujuyla ve ojeleriyle aynı renk. Ağdalanmış bacaklarına külotlu çorabı, kırk bir numara ayaklarına uzun stilettoları çekiveriyor sonra.”

Yemek ve market ürünleri için kullandığınız uygulamalara dikkat ederseniz birtakım tuhaflıklar göreceksiniz. Kim bilir, bir kokorecin 2.750 lira olmasının enflasyondan başka açıklamaları da vardır belki. Dış güçler? Yok, o da değil. Absürt fiyatlara en ucuz ürünleri, en kalitesiz yemekleri satan işletmelere rastlıyorsunuz ve bunlar sizde hiçbir fikir uyandırmıyor. Hakkınızı yiyecek değilim, ben de sizler gibiydim. 2.750 liraya bir kokoreç yemenin keyifli bir savurganlık olacağına karar verdiğim geceye kadar… 

Evdeydim, canım sıkılıyordu ve böyle bir fiyata ekmek arası sakatat satan insanların gerçekten ne vaat ettiğini görmek istedim. Klik! Sepete ekledim. Klak! Kart bilgilerimi girdim ve tak! Siparişim hazırlanıyordu işte.Bunun o geceki elemanın gözünden kaçan bir durum olduğunu, normalde esas şifre olan 127 adet pul biber sipariş etmediğim takdirde başıma gelenlerin gelmemiş olacağını ve siparişimin kısa süre sonra “İşletme yoğunluğundan” iptal edileceğini çok sonradan öğrendim. Her neyse, siparişimi verdim ve beklemeye koyuldum. Kırk dakika sonra zile basıldı. Kapı eşiğimde kokoreç getirmesini beklediğim motor kurye yoktu. Kapı eşiğimde yarı çıplak bir göçmen kadın duruyordu. 

 Öğrendim. İnternetin bu yeni, karanlık yeraltında gezinmeyi bilenler için her şey son derece basitti. Bir dolu paravan işletme bu uygulamalarda, hatta resmi sicilde bile yer edinip adını kulaktan kulağa yayıyordu. Siz de meşrebinize göre canınız hangi illegal aktiviteyi arzuluyorsa ona bir telefon kadar yakında oluyordunuz hep. Derebeyi Kokoreç’ten gece on ikiden sonra yapacağınız her kokoreç ve 127 adet pul biber siparişiniz size eşlik edecek bir hanımefendiyle, bir jigoloyla, bir trans bireyle sonlanıyordu. Herkes paralı seksten hazzetmiyor olabilir. O halde günün herhangi bir vaktinde Kuzuoğlu Baklavaları’ndan tanesi 7800 liradan iki tepsi baklava söylerseniz birkaç gram kokainle rahatlayıp gevşeyebilirsiniz. Dahiyane ve şeytani bir fikirdi bu. Kazanılan her bir kuruş meşruydu. Escortluğun, kaçak silahların, kokainin, methin, tetikçilik yapmanın faturası bile kesilebiliyordu artık! Takip eden aylarda birçok farklı işletme ve hizmet türünün daha farkına varmıştım. Kellepaça Çorba Sarayı 90.000 işkembe siparişine tetikçilik yapıyordu. Birinin dükkânını kurşunlatmak istediğinizde tek yapmanız gereken Güven Mutlu Restoran’dan altın tozuna bulanmış birkaç kilo antrikot istemenizdi. İşte internet. Çağın ta kendisiydi. 

Her gün sokaklarda gördüğümüz cinayetlerden bir farkı yoktu bunun. Ekranlardaki vahşetin yanında her şey son derece sessiz ve temiz bile hallediliyordu hatta. İstanbul’un dört yanı torbacıyla doluyken bir dürümcünün bunu yapması hiçbir şeyi değiştirecek değildi. Bütün bir Kadıköy kaldırımında hayat kadınları can verirken kapınıza kadar gelen bir Özbek escort, daha bile iyi sayılabilirdi belki… 

İnternet kimileri için ürkütücü, can sıkıcı, tehlikeli bir şey olabilir. Ama onu kullanmayı bilenler için, daha da doğrusu internetin karanlığının insanların, hepimizin karanlığından başka bir şey olmadığını bilenler için ortada korkulacak bir şey yok. Aksine, artık hepimizin bir şansı var. Dünya tarihi, eline güç geçen karanlıkların güçsüz karanlıkları ezmesinden ibaret. Artık her şey mümkün, internette tüm karanlıklar eşit güçte. Kendiniz olmak için, bastırdıklarınızı dışa vurmak için, keyif almak ya da haz duymak için… Para. Kazanmak. İçin.

Klik! Telefonumun kapalı ekranına bir bildirim düşüyor. Gece 02.45 ve 3,5 km ötedeki Selim 1200 liraya patso yemek istiyor. Kalkıp içeri geçiyorum. Tek tük çıkmaya başlamış sakallarımı bir kez daha kesip bacaklarıma ağda yapıyorum. Uzun, sivri ve sahte tırnaklarım farklı renklerde… Üç numara tıraşlı kafama kıpkırmızı küt bir peruk geçirip dudaklarımı kırmızı bir renge boyuyorum. Önümdeki şişkinliği gizleyecek bir tanga giyip geçiriveriyorum ayağımdan külotlu çorabımla stilettolarımı. Klak! Evden çıkıp Selim’e doğru yol alıyorum. 

Editör: Melike Kara

Latest posts by Mete Özyılmaz (see all)
Visited 11 times, 3 visit(s) today
Close
Exit mobile version