Barok döneminin en önemli olan eseri Versay Sarayı ve bahçesi, görkemi ve eşsizliği dillere destan bir eserdir. Günümüze ulaşamamış olsa da, Sadabad Sarayı bahçesi de eşsiz ve önemli bir eserdir. Bu yazıda barok döneminin esintileri ile yapılmış olan sarayların peyzajlarına değinmek istiyorum. Birkaç köyü, tarlaları ve evleriyle birlikte içine alabilecek büyüklükte olan, Barok dönemi anlayışlarıyla özenle tasarlanmış Versay Bahçesi ile neredeyse tüm Kâğıthane ilçesini kaplayan Sadabad Bahçesi’nin benzerliklerinden bahsedeceğim.
Barok dönem 17 – 18 yy. da Roma’da ortaya çıkıp gelişerek Avrupa’ya yayılmıştır. Rönesans sanatının sert ve düzenli kurallarının yerini alan Barok sanatı, sanat dünyasına hareketlilik ve serbestlik katmıştır. Bu dönemde tasarımlar büyük ölçeklerde biçim karşıtlıklarını bir araya getirerek gelişir. Düz hatlar sonsuzluk hissi vermek için göz önüne çıkartılmış, sade geometrik şekiller ile oluşan bölümler, çeşitliliğe karşın, gözün yorulmaması için sadelikle işlenmiştir. Barok, bir mekânda katlanılarak oluşan yansımalar ile karşımıza çıkar. Bitkilerin budanarak forma sokulması ve bu yöntem ile oluşan bitki heykelleri ile alanlar tekrarlanıp yansıtılır. Bu dönemde yapılan bahçelerde, sonsuza uzanan akslar uçsuz bucaksızlık hissiyatı vermeye çalışır. Bahçeyi oluşturan geometrik şekillerin tasarımı, küçük ölçekler ve bahçenin bölümleri dışında, gökyüzünden bakıldığında tüm bahçenin bir desen haline gözükmesi amacıyla büyük ölçeklerde de uygulanmıştır.
Asıl amacım Barok dönemindeki bahçelerden ve Barok mimariden bahsetmek olsa da barok dönemin genel özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Barok aynı zamanda politik bir anlayış. Dönemin yapıları ve bahçeleri, hükümdarların ve prenslerin kudretini gösterir. Prensler ve hükümdarlar, malikâneleri ve bahçeleri için muazzam paralar harcamış, kudretleriyle birlikte sanata verdikleri önem ve isimlerini duyurmak isteği ile daha da görkemli ve şaşaalı yapılar yaptırmışlar. Bunlara ek olarak, Barok dönem içinde yönetici kısım, halk üzerindeki kontrollerini sağlamlaştıracak bir strateji mantığı ile halkın sosyal hayata katılması için eğlenceler ve etkinlikler düzenliyormuş.
Barok bahçelerine dönecek olursam, geometrik düzenle oluşturulmuş bahçelerdir. Geometrik ve matematiksel hesaplar ile tasarlanıp kusursuz olmaları istenmiştir. Geometrik düzen şimşir çitlerle ve bitkilerin budanarak forma sokulmasıyla oluşturulmuştur. Su ögesi uzun akslar ile bahçelerde yer alırken, sade geometrik şekiller ile çeşitlilik göz yormayacak hale getirilmiştir. Halkın sosyal hayata katılmasını sağlamak için de yapılan bahçelerin, yöneticiler ve halk aynı alanda, aynı bahçede bulanmasa bile, görkemli ve şaşalı olmasına dikkat edilmiştir. Yöneticiler için halkın sosyal hayata katılması önemliyken, yöneticinin üstün bir zevkinin olduğu mesajının verilmesi de önemlidir. Bu sebeple bahçelerde heybetli sütunlar, gösterişli heykeller, çeşmeler ve havuzlar vardır.
Barok döneminin en önemli örneği olan Versay Sarayı ve bahçesi o dönemde yaşayan hanedanın nasıl bir zenginlik içinde yaşadığının bir kanıtı ve göstergesidir. Yüz Yıl Savaşlarından sonra Fransa Kralı 8. Charles, İtalya ziyaretinde gördüğü Floransa’daki Rönesans bahçelerinden etkilenerek dönmüştür. 12. Louis tahta geçtiğinde ise İtalya’daki bahçe mimarlarını Fransa’ya çağırmış, bu şekilde Fransa’da Barok bahçe düzenlemelerinin temeli atılmıştır. İlerleyen zamanlarda, Andre Le Notre, Fransa’nın en büyük peyzaj mimarlarından biri olarak, barok dönemde çok önemli eserler vermiştir. Saray bahçıvanının oğlu olan, Le Notre’nin çalışmaları ve projeleri peyzaj mimarlığının başlangıcı olarak kabul edilirken, babasının görevini devralarak 17.yy’da Kral 14. Louis’in baş bahçıvanlığını yapmaya başlamıştır. Le Notre sayesinde bahçeler daha küçük bölümlere sahip olurken birleşik mekânlar ve karmaşık etkiler ile oluşan mekânsal kompozisyonları barındırabilir hale gelmiştir. Bu, Barok döneminin bahçe sanatını ele geçirdiğini gösteriyor. Mimar Le Vau, saray ressamı Le Brun ve Le Notre, Kral 13.Louis’in av kulübesini, kral ve kraliçe için geniş dairelerden meydana gelen bir eğlence mekânı haline getirmek için görevlendirilmiştir. Var olan yapı genişletilmiş bahçe düzenlemeleri yapılmıştır. Yapı büyüyüp genişleyerek, bugün bizim bildiğimiz Versay Sarayı haline gelmiştir. Versay Sarayı’nın bahçesinin merkezi pürüzsüz ve geometrik bir yeşil doku olacak şekilde, etrafına ise ağaçlar ve çalılar gelecek şekilde düzenlenmiştir. Bahçe yüzlerce dönüm araziye yayılmasına rağmen her bir noktası Barok dönem anlayışına bağlı olarak geometrik ve matematiksel kurallara göre tasarlanmıştır. Le Notre bahçeyi merkezi dikey eksenle, birkaç enine ekseni, etrafındaki çeşitli özelliklerin düzenlendiği bir çerçeve mantığında tasarlamıştır. Merkezde olan Büyük Kanal ana aks olarak bütün bahçe boyunca devam ederken, labirent, tiyatro ve gezinti alanları da bahçede yer almıştır. Barok döneminin getirisi olan görkemlilik sadece bitki düzenlemesi ile değil, heykeller, çeşmeler, fıskiyeli havuzlar ile de bahçede kendini gösterir. Mitoloji ve tanrı Barok dönemin bütün eserlerinde konu edinilmiştir. Güneşi kişisel sembol olarak belirlediğinden ‘Sun King’ lakabını alan Kral sebebiyle, Versay Sarayı’nın bahçesine Apollo ve Apollo ile ilgili heykeller konmuştur. Apollo’nun arabasında olduğu Basin of Apollo adlı eser Kral’ın güneş simgesiyle alakalıdır. Aynı şekilde Latona Fountain’de Apollo annesi Latona ve kardeşi Diana ile birlikte etrafları köylülerle çevrili halde tasvir edilmiştir. Grotto de Thetis mağarasında ise, mağaranın üç nişinde de Apollo’nun Thesis Nimfleri tarafından yıkanan tasvirleri var. Versay bahçesinde sonsuza giden akslar ile su öğesinin aksları ve noktasal durumları aslında tüm bir dolu bahçe alanında boşaltmalar yapıyor. Oyulup ortaya çıkmış alanlar, bahçenin bölünmüş alanları haline gelirken bu alanlarda yer alan heykeller bir başka mitolojik hikâyeyi tasvirliyor. Le Vau, Le Brun ve Le Notre bahçe tasarımını yaparken, kralın hizmetinde olan binlerce kişi için de bir şehir inşa ediyor. Bu üstte bahsettiğim barok döneminde önem verilmiş olan halkın sosyal hayata katılması hususunu destekliyor. Versay Sarayı’nın en önemli örneği Barok dönemi, bahçelerde bu şekilde mekâna dönüşüyor…
Aynı zaman diliminde, 16.yy’da İstanbul’da Kâğıthane bölgesini, saray halkı bir av bahçesi ve açık mekân olarak kullanıyormuş. Bu alan bahçelerle birlikte mesire ve gezinti yerlerini bünyesinde bulunduruyormuş. 17.yy’da saray halkının Edirne’de daha fazla zaman geçirmesi ile Kâğıthane halkın kullandığı bir alan haline gelmiştir. 1703 yılında Edirne’de çıkan ayaklanmadan sonra tahta çıkan 3.Ahmet, başkent İstanbul’a dönmek zorunda bırakılmıştır. Ayaklanma sonrası sultanın halk ile daha çok iletişim kurması gerektiği düşünülmüştür. İstanbul’a dönmüş olan 3.Ahmet, yanında ileri gelen birkaç kişiyle Kâğıthane ile beraber saray bahçelerini ziyaret etmeye başlamıştır. Aynı zamanda bahçelerde çeşitli eğlenceler düzenlenmeye başlanmıştır. 18.yy’da Osmanlı’da önemli olan bahçelerin önemi, bu eğlenceler sayesinde daha da artmıştır. Kâğıthane’de yeni bahçeler açılırken bu bahçeler hem saray halkına hem de tüm halka açılmaya başlanmıştır. Burada da Barok döneminin, halk ve sosyal hayat ile ilgili izlerini görebiliriz.
3.Ahmet’in saltanatının sürdüğü 18.yy’da Fransa’ya yapılan gezi sonrası, Kâğıthane bahçelerinin olduğu alana, Sadabad Sarayı ve bahçeleri yapılmıştır. Yapımlarında Fransa’nın barok bahçelerinden etkilenildiği ortadadır. Sadabad Sarayı’nın odalarının gördüğü alanlar, bahçedeki peyzaj ögeleri, kanallar, alanların ayrılması ve yaşantı Fransız Barok dönemi bahçelerine benzerdir. Sarayın bahçesine iki havuz, üzerine seyir kameriyeleri yapılmış iki çağlayan kaskad, köşk, çeşme ve Cedvel-i Sim adlı yapay kanal yapılmıştır. Cetvel-i Sim Kanalı, Versay Sarayı bahçesindeki kanalın görevini görürken bir yandan saray halkı ve halkın bahçe içinde ayrılmasını da sağlıyordu. Barok dönemindeki tanrı tasvirleri Sadabad bahçelerinde de kullanılmış. Kuran’ın Rahman ve Araf surelerinde bahsedilen iki cennet bahçesi, Sadabad Sarayı’ndaki iki bahçe olarak ele alınabilir. Bu bahçelerin biri saray erbabına aitken, diğeri halka açık bir mesire yeriydi. Buna ek olarak iki bahçe arasında bir ara bahçe bulunuyor, bu da yapay kanal gibi saray halkı ve halkın ayrılmasını sağlıyordu. Sadabad bahçesine bunlara ek olarak toplumun ileri gelenleri için köşkler yapılmış bu da bahçenin bölümlere ayrılmasında büyük bir rol oynamıştır. Büyük ölçekten çok küçük ölçeklere kadar her şey baroktan esinlenilip yapılmıştır. İlerleyen yıllarda eklenen köprüler, çeşmeler, kasırlar, iskeleler, havuz ve kanallar, fıskiyeler, çağlayanlar da bahçeye verilen önemin arttığını gösterir.
Kâğıthane’de barok bahçelerinden ve barok stratejilerinden nasıl etkilenildiğini ve Versay Sarayı’nın bahçesi ile olan benzerliğini birkaç cümle ile belirtmek istiyorum.
Barok stratejisinde yöneticiler, halkın sosyal hayata katılmaları için etkinlikler düzenliyordu. Fransa kralları Versay Sarayı’nın bahçesinde belirlediği rotalar üzerinde geziler düzenliyorlar ve eğlenceler tertipliyorlarmış. Osmanlı’da 3.Ahmet’de İstanbul’a geldikten sonra Kâğıthane bahçelerinde geziler düzenliyormuş. Bu aslında halka yakın olmak ve kontrolü daha rahat sağlamak için kullanılan stratejinin iki tarafta da uygulandığını gösteriyor.
Versay Sarayı’nın bahçesinde merkez aksı oluşturan kanal, bahçedeki geometrik ızgara oluşumunun ana öğesidir. Sadabad Sarayı’na yapılmış yapay Cetvel-i Sim kanalı da saray bahçesi ile mesire alanı arasında bir sınır oluşturuyor. Bahçelerin bu şekilde bölünmesi, barok dönemi tasarım anlayışıyla benzer bir özellikte. Versay Sarayı’nın bahçesinde ayrışmış yeşil alanlar, labirentin çıktığı heykellerin olduğu açık alanlar; Kâğıthane’de yapılan bahçelerin mesire alanı, saray bahçesi, ara bahçe olarak ayrılması da barok bahçelerin özelliği ile yapılmış. Aynı zamanda Versay sarayına yıllar geçtikçe eklenen bahçeler Kâğıthane’de de zamanlar yapılıp eklenen bahçeler de benzerlik taşıyor. Bu Osmanlı’da bahçelerin önem kazandığını gösterirken barok döneminde üstün zevkin gösterilmesi anlayışına da uyuyor.
Kâğıthane’deki bahçeler ve Sadabad Sarayı 18.yy’da yapılan Fransa gezisinden sonra baroktan etkilenerek yapılmıştır. Bu etkileşim bahçenin fiziksel özellikleri ile kalmamış, politik stratejilere de değinmiştir.
Barok dönemin izlerini, Versay Sarayı bahçeleri ile Sadabad Sarayı bahçelerinin ikisinde de görebiliriz.
Kaynaklar
1. Elizabeth Barlow Rogers, Landscape Design: A Culturel and Architectural History (Harry N. Abrams, 2001)
2. Deniz, Çalış Kural, “with 2D and 3D representations of Ottoman gardens: “Versailles’dan Kağıthane’ye: Ara mekanda hayaller ve hikayelerle örülen peyzaj kültürü,”” Arredamento Mimarlık 278 (2014), 120-127
3. http://birgunbiryerde.blogspot.com.tr/2014/11/barok-bahce-sanat.html
4. Fotoğraflar https://www.hayal-et.org/i.php/site/building/sadabad_saray
- Tenin Gözleri Kitabından 10 Mimari Alıntı - 23 Aralık 2020
- Bugünün 10 Parkı – Geçmişin 10 Kraliyet Bahçesi - 15 Aralık 2020
- Sadabad Sarayı ve Versay Sarayı Bahçelerinin Benzerliği–Barok Dönemi - 28 Haziran 2020