Yazar: 22:00 İnceleme, Kitap, Kitap İncelemesi, Tarih

Einstein Seyahatnamesi Kitap İncelemesi

Ze’ev Rosenkranz tarafından yayına hazırlanmış ve Yusuf Selman İnanç tarafından Türkçeye çevrilmiş olan bu kitap ilk kez 2019 yılı Eylül ayında Kronik Kitap aracılığıyla raflarda yerini almış. Bir bilim adamının seyahat notları, nasıl olabilir acaba? Sorusu beni,  Aralık 2019’da yapılan 2. Baskıyla buluşturdu.

Kitapla ilgili konuşmaya başlamadan önce Einstein, Rosenkarz ve İnanç hakkında kısaca bilgi edinelim;

Albert Einstein: 1879 yılında mart’ın 14’ünde Wüttemberg’de dünyaya geldi, sonra ailesiyle Münih’e taşındı ve okul hayatı burada başladı.Zürih Politeknik Okulu’nda fizik ve matematik okudu;  1905’te doktorasını tamamladı. 1933 yılında siyasi sebepler nedeniyle Alman vatandaşlığını reddederek ABD’ye göç etti. 1945te emekli olana kadar Princeton Üniversitesi Teorik Fizik kürsüsünde Profesör olarak görev yaptı. Kudüs İbrani Üniversitesi’nin kurulmasına yardımcı oldu. Fizik dışında bir çok alanda görüşlerini bildirmiş olan Einstein 1955 yılında Princeton’da hayata gözlerini yumdu.

Ze’ev Rosenkranz : İsrail’den önce Einstein ve Einstein Albümü kitaplarının yazarı olan Rosenkranz, Kalifornita Teknoloji Enstitüsü’ndeki Einstein Metinleri Projesi’nde kıdemli editör ve müdür yardımcısı olarak görev yapmaktadır.

Yusuf Selman İnanç : İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde lisans eğitiminin ardından SOAS’ta yüksek lisansını tamamlayan İnanç, şu an serbest gazeteci olarak görev yapmaktadır.

Kitap iki bölümden oluşuyor diyebilirim; Seyahat Günlüğü’ne geçmeden önce Seyahatnamenin Mazisi bölümü var.  Bu bölüm yaklaşık seksen üç sayfadan oluşuyor ; seyahatin arka planını ve seyahatin analizini içeriyor.

Seyahatnamenin Mazisi bölümünden bazı alıntılar;

“Bu yeni baskıda Uzakdoğu’ya, Filistin’e ve İspanya’ya Ekim 1922’den Mart 1923’e kadar yarım sene süren seyahat günlüklerinin tamamı yer almaktadır.”

“… Bu kitaptaki günlük Einstein’ın altı seyahat günlüğünden biridir… Bu seyahatname 182 sayfadan oluşan çizgili bir deftere yazılmıştır. Bütün seyahatname 81 sayfadır… Her gün yazmıştı. Bazı durumlarda volkanlar, gemiler, ve balıklar gibi ilginç bulduğu şeylerin resimlerini çizmişti. Hem ilk izlenimlerini hem de okudukları, tanıştığı insanlar ve gördüğü yerler hakkında derinlemesine sıcağı sıcağına kayda geçirmişti…”

“… Seyahatnamede ayrıntılara çokça yer vermişti ama (muhtemelen vakitsizlikten ötürü) telgraf yazar gibi tuhaf bir tarz kullanmıştı…”

Seyahatin Arka Planı bölümünde, bu seyahatin planlanması için birden fazla sebep olduğundan söz ediliyor ve detaylarıyla anlatılıyor. Bir okuyucu olarak benim en çok dikkatimi çeken ise yakın arkadaşı Zangger’e Uzakdoğu seyahati için için can attığını ve bunu bir inziva, 12 haftalık bir huzur olarak nitelendirmesiydi.  Bu mektubun altı gün sonrasında Berlin’de işlenen siyasi bir cinayet ve Einstein’ a gelen ölüm tehditlerinin artması var tabi. Burada iki alıntı yapmak istiyorum;

Ölen Dış İşleri Bakanı “…Rathaneu’nun annesine yazdığı başsağlığı mektubunda Rathenau’nun tarih kitaplarına “sadece kabiliyetli bir idareci değil, aynı zamanda halklar arasındaki uzlaşmanın etik ideali için hayatlarını ortaya koyan Yahudi figürlerden biri olarak,” geçeceğini yazmıştı. “Benim için telafisi mümkün olmayan bir kayıp” diye de eklemişti.”

“… Yayımladığı resmi taziyede “ fildişi kulede yaşayan biri için idealist olmak kolaydı ama Rathenau dünya üzerinde yaşarken ve yaşadığı dünyanın nasıl bir yer olduğunu başkalarına nazaran çok daha iyi bilirken idealist olmuştu,” cümlelerine yer vermişti…” Bu cinayet ilk başlarda Einstein’ın Berlin’den bir an önce ayrılma isteğini ortaya çıkarmış olsa da, daha sonra sakinleşerek seyahat planına sadık kalmıştır.

Seyahatnamenin Tahlili bölümünde, günlük notlar ve tarihi ilgili belgeler eşliğinde Einstein’ın yazdıklarının perde arkasında neler olduğu ortaya koymaya çalışılıyor. Karşılaştığı etnik gruplar ve milletler ile ilgili düşünceleri analiz ediliyor; her ülkenin o dönemki şartları gözden geçiriliyor. Belki de en önemlisi, bu gezinin Einstein’ın kendisi için ne anlama geldiğini çözümleme motivasyonudur çünkü Einstein notlarında kendinden “ben umutsuz bir karışımım.” Diye bahsediyor.  Benim bu bölüme verdiğim ad incelemenin incelemesi.

Kitabın 107 sayfasında Seyahat Günlüğü bölümüne adım atıyorsunuz ve Einstein’ın el yazısı notları ile gizemli bir dünyaya geçer gibi oluyorsunuz. Notların telgraf diliyle yazıldığından bahsedilmiş olsa da okurken samimi ve özel oldukları fikrine kapıldım, özellikle seyahatnamenin tahlili bölümünden sonra gayet mesafeli bir tavır içindeydim, kısa notlar be üslup sınırları kaldırdı zihnimden. Bu yüzden okuyacak herkese tavsiyem kitaba Seyahat Günlüğü bölümünden başlamanız, kötü niyet olmaksızın bir manipülasyon içinde savruluyorsunuz kitabı basıldığı sırayla okuduğunuz zaman.

Günlük sayfalarından birkaç alıntı ile devam edecek olursam ;

“… Güneş beni yeniden diriltiyor ve ego ile id arasındaki açığı kapatıyor… (9.Ekim.1922)”

“… Şimdi düşünüyorum da deniz tutmasının sebebi yön kaybından ötürü ortaya çıkan baş dönmesi. Yoksa istikamete ve devasalığa bağlı olarak yerçekimindeki bariz değişimlerle doğrudan ilgisi yok… (11.Ekim.1922)”

“… Tek kişilik küçük arabalara bindik. Herkül gibi güçlü ama bir o kadar da kibar insanlar taşıyor. İnsanoğluna yapılan bu aşağılayıcı muamelenin bir parçası olduğum için utandım ama yapabileceği bir şey yoktu… (28.Ekim.1922)”

“… Muhteşem bir engebeli bahçeye sahip, içinde harika Çin ve Japon heykellerinin resimlerinin olduğu Okura Müzesi…(26.Kasım.1922)”

“… Eddington’un teorisi hakkında düşünüp hesaplamalar yapıyorum. (Hesaplamaları bitirme teşebbüsü) Düzenli genel izafiyette varyasyon yöntemini geliştirme. (3.Ocak.1923)”

“… Kızıldeniz. Sıcaklık 28-29 derece dolaylarında sabit. Hava açık. Sarımtırak bir kızıllıkta büyüleyici gün batımı, mor ile kızıl arasında bir gökyüzü, sarp adacıklar… (31.Ocak.1923)

Seyahat Günlüğü, 6.Ekim.1922 tarihinde eşi Elsa ile birlikte Zürih’ten Marsilya’ya gitmek üzere ayrılması ile başlayıp 21.Mart.1923 tarihinde Zürih’ten Berlin’e gidiş ile son buluyor; günlük bittikten sonra ilave metinler okuma sırasında sizi bekliyor olacaklar.

Okurken, kendi sıralamanızı yaptığınız takdirde okumaktan ziyadesiyle keyif alacağınızı ve kendi yorumlarınızı yapmak için fırsat bulacağınızı düşünüyorum. Bekleyenler listesinde yerini alması gereken kitaplardan biri bana sorarsanız çünkü sosyalleşmeyi işkence olarak tanımlayan bir dahi bilim adamının notlarına göz atma ve ona yoldaş olma şansını buluyorsunuz.

Visited 47 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version