Adam elindeki mektup ile odanın kapısını sert bir şekilde açtı. Loş bir odaydı. Bir ofisi andırıyordu. Yıllar önce terk edilmiş binanın içindeki ofisten geri kalan eşyalar odaya bir ofis havası veriyordu. Uzunca ve tozlu odaya giren adam elindeki mektubu tozların arasında zor görünen odanın sonundaki pencereye bakan adama vermek için odanın içinde hızla ilerledi. Odanın sonuna doğru hızlı bir şekilde ilerleyen adam elindeki özenle hazırlandığı belli olan mektubu adama uzattı ve geri dönerek tozların içerisinde gözden kayboldu. Mektubu alan adam pencereden uzaklaştı ve tozlu masaya doğru ilerledi. Masanın üzerinde eski bir masa lambası duruyordu. Masa lambasını açtı ve sakince duvarın önünde bulunan tahta sandalyeyi masanın yanına getirdi. Oturdu ve önüne mektubu aldı. Zarfa zarar vereceğine aldırış etmeden fazlasıyla özenle hazırlanmış zarfı hızla yırttı. Mektubu sessiz bir şekilde okumaya başladı. Mektupta şöyle diyordu.

“Ferit sana yeni iş geldi. Işık sanat okulunda Aylin adında bir dans hocası var. Onun öldürülmesi gerekiyor. Ama kadın hakkında pek bilgimiz yok öncelikle onun hakkında bilgi toplaman gerekli. Yarın git ve kursa kayıt yaptır. Ücreti dert etme ben ödeyeceğim.

-H ”

Ferit’in hayatı boyunca aldığı en ilginç işti bu. Yüzlerce insan öldürmüştü fazlasıyla profesyonel bir katildi fakat hiçbiri işi için bu kadar uğraşmamıştı. Dansla hayatı boyunca muhatap dahi olmamış adam kara kara düşünerek oturduğu sandalyede uyumayı denemek üzere gözlerini kapattı. Öğle saatlerinde uyandı. Oda aydınlık ama hala toz doluydu. Öksürerek uyandı ve hızlıca oturduğu sandalyeden kalktı. Odanın kapısından hızlıca çıktı. Apartmandan çıkmak üzere merdivenlerden aşağı indi. Bahsedilen sanat okulu ile bulunduğu yer arasında yirmi dakikalık bir yürüme mesafesi vardı. Bu nedenle  gördüğü ilk taksiyi çevirip bindi. Yaklaşık on dakika içerisinde sanat okulunun kapısının önüne gelen adam sakin bir tavırla içeriye girdi. Okulun giriş katında bulunan bankoda duran kadın onu okulun müdürüne yönlendirmişti. Müdürün odasının olduğu kata çıkan adam fazla beklemeden müdürün yanına girdi. Müdür ile konuşup öldürülmesi planlanan Aylin’in salsa dersine kayıt yaptırdı. Dersler haftanın iki günü akşamları gerçekleşecek ve eğitimin süresi iki ay olacaktı. Derslerin akşam olacağını öğrenen Ferit kafasında Aylin’i öldürmek için çeşitli planlar kurmaya başlamıştı hatta Aylin’i bir ders çıkışı öldürmeye bile karar vermişti. Şans o dur ki dersler bir sonraki gün başlayacaktı. Yani Aylin çok yakın zamanda Aylin onu öldürecek insan ile tanışmış olacaktı.  Bu durum adamı çok mutlu ediyordu çünkü öldüreceği kişiyle tanışıyor olmak ona en çok haz veren şeydi. Okula kaydını yaptırdıktan sonra tekrar taksiye binen adam geldiği yere geri gitmek için yola çıktı. On beş dakika içerisinde odaya gelen adam masanın üstünde bir zarf buldu. Zarf ilk okuduğu zarf ile aynı görünümdeydi. Hızlıca sandalyeye oturan Ferit bu sefer kez lambasına ihtiyaç duymamıştı çünkü batan güneşin ışınları tozlu odayı sabahkinden daha fazla aydınlatıyordu. Adam zarfı yırttı ve okumaya başladı. Mektupta şöyle diyordu;

“Okula kayıt yaptırdığın haberini aldım, parayı yatırdım merak etme. 

Şu an Aylin hakkında sadece bilgi topla. Bilgilere göre hareket et. Ve onu doğru zamanda öldür.

-H” 

Ferit mektubu okuduktan sonra onu masanın çekmecesine okuyup ayağı kalktı. Pencereye doğru ilerleyip önünde durdu. Gök yüzüne odaklandı ve sakince okulun çevresini düşünerek cinayet planları kurmaya başladı. Zamanın nasıl aktığını anlamayan adam sabaha kadar onlarca plan kurmuş ve güçsüz bir hale gelmişti. Akşam dans dersi olan adam biraz dinlenmek için tahta sandalyeye oturdu ve gözlerini kapattı. Uyandığından saat öğleden sonra altıydı. Yedide başlayacak olan dersi için yola çıkmak üzere odadan çıkıp ilk gördüğü taksiyi durdurup bindi. Kısa zaman içerisinde okula ulaştı. Dansla hiçbir bağlantısı dahi olmayan Ferit dersin başlamasını gerginlikle bekliyordu. Saat yedi olmuştu. Aylin dersin yapılacağı sınıfa girdi. Kadın sınıfa girdiği anda Ferit onu gözleri ile süzmeye başladı. Uzun boylu, zayıf ve sarışın bir kadındı. Düzgün ve belirgin yüz hatlarına sahipti gerçekten çok güzeldi. Çok geçmeden Aylin çeşitli dans hareketleri göstermeye başladı. Fırat isteksiz bir şekilde hocasını taklit etmeye çalışıyordu. Ders su gibi akıp geçmişti ve adam inanılmaz bir duygu ile okuldan çıkmıştı. Kendisi dahi bu duyguya anlam verememişti. Dans etmek Ferit’e fazlasıyla iyi gelmiş gibi görünüyordu. Zaman geçtikçe adam dersleri büyük bir istek ile bekler olmuş ve hatta eğitimin yarısına zamanı fark etmeden keyifle gelmişti. Dans etmeyi öğrenen Ferit her zamankinden çok farklı bir adam olmuştu. Yapacağı işe olan odağı her ders biraz daha azalıyordu ta ki bir dersinden sonra odaya döndüğünde masadaki mektubu bulana kadar. Adam tekrar sandalyeye oturmuş ve masa lambasını açmıştı. Mektubu yırtıp okumaya başlamış fakat işine duyduğu isteğin azalması mektupları görünce duyduğu heyecanı yok etmişti. O yüzden her zamankinden daha duygusuz okumaya başladı Ferit. Mektupta şöyle diyordu;

“Ferit bir ay oldu senden bir ses çıkmadı ne yapıyorsun.

Not: Cevabını masanın üzerine bırak adamım sen dersteyken alacak.

-H”

Ferit eline kağıt kalem aldı ve mektuba cevap olarak şunları yazdı;

“Bu iş sandığımdan daha uzun sürecek. Zamana ihtiyacım var.

-F ” 

Günler geçiyordu. Ferit düzenli olarak dans derslerine gidiyor dersi olmadığı günler odada hareketlere çalışıyor her zamankinden çok daha huzurlu hissediyordu. Her ders ruhuna huzur dolduruyordu. Sorumluğu olan görevi unutan Ferit bu görevi gelen mektuplar ile hatırlıyor ve hep bir şekilde patronunu geçiştiriyordu. Ferit zaman içerisinde dans konusunda büyük aşamalar kaydetmiş hatta dans okulunda tanıştığı arkadaşları ile bir dans grubu kurmaya karar vermişti. Adamın bedenine başka bir ruh üflenmiş gibiydi. O kin, nefret dolu adam yoktu. İçindeki acımasız adamı her yaptığı dans hareketi yok etmiş içine ince bir ruh koymuştu. Ferit tüm bunlar gerçekleşirken yani dans ederken yıllarca yaptığı işten ve yıllarca içinde olduğu ruhtan iğrenmiş kendine lanet etmiş sanatın o naif ruhuna minnet etmişti. Son dans dersinin ardından hocası Aylin ile vedalaşmak zorunda kaldığı için hüzünlü fakat yeni bir Ferit olarak her zaman yaptığı gibi odaya gitmek için bir taksi çevirdi. Odaya geri döndüğünde hızlıca eline bir kağıt kalem aldı ve kağıda şunları yazdı.

“Ben artık yokum. Bir insanı öldüremem.

-F ”

Yazıp odadan ayrıldı. Ve ne bir daha o odaya ne eski mesleğine döndü. Bulunduğu ülkeyi ve ismini değiştiren Ferit. Selçuk ismi ile yeni ve sanatın naifliği ile dolu yeni bir hayat kurdu.

Latest posts by İrem Polat (see all)
Visited 22 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version