Yazar: 11:39 Kitap İncelemesi

“Unufak” Olmuş Kılıç Artıkları: Unufak Kitap İncelemesi

Rober Koptaş, Unufak‘ta, dramatize edilmeye hayli müsait ve buna hakkı da olan bu toprakların “kanlı” bir meselesinin, üç nesil boyunca bir aileye yaşattıklarını, olduğu gibi, eksiği var fazlası yok kabilinden anlatırken, duygusallığa gram yer vermeden, yalansız dolansız, buz gibi bir dille en acılısından bir tat bırakıyor okurun dimağında.   

Rober Koptaş, 1977 yılında İstanbul’da doğmuş. Lusovoriçyan, Karagözyan, Surp Haç Tıbrevank okullarının ardından Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamış. Boğaziçi Üniversitesi’nde, yazar, hukukçu, mebus Krikor Zohrab teziyle Modern Türkiye Tarihi üzerine yüksek lisans yapmış. Üniversite yıllarında çalışmaya başladığı Aras Yayıncılık’ta 2015-2023 arasında Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlenmiş. 2006 yılında, Agos Gazetesi’nde “Hayat, Olduğu Gibi” başlığı altında köşe yazarlığı yapmaya başlamış. Hrant Dink katledildikten sonra gazetenin editör olarak çalışmaya devam etmiş. 2010-2015 yılları arasında da Agos’un Genel Yayın Yönetmenliğini yapmış. Yazıları Express, 1+1, Mesele, Agos, Notos, Toplumsal Tarih ve Toplum, Birikim, Bianet, K24, Gazete Duvar, Civilnet gibi mecralarda yayımlanan Rober Koptaş’ın ilk romanı Unufak, geçtiğimiz yıl İletişim Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. 20. yüzyılın başında, bu topraklarda yaşayan Ermenilerin tehciriyle sonuçlanan bir felaketten arta kalan bir ailenin üç kuşağa yayılan hikâyesini anlatan Unufak, kılıçtan geçirilmiş, yerlerinden, yurtlarından sürgün edilmiş bir halkın yaşadığı trajedinin bireyler üzerine nasıl sirayet ettiğini soğukkanlılıkla anlatan bir roman.

Anadolu’nun isimsiz bir şehrinde atadan yadigâr değirmencilikle geçinip giderken, “gâvur” oldukları için malları, toprakları ellerinden alınan Ermeni bir ailenin İstanbul’a uzanan yolculuğunu, ailenin birkaç ferdinden birden okuyoruz Unufak‘ta. Dedesiyle ninesini, anası babası bellemiş ufacık bir çocuğun ağzından dökülen satırlarla, yalana dolana mecbur kalmış bırakılan bir ailenin yaprak gibi dört bir yana savruluşu, her bir ferdin bambaşka dallarda bitmek zorunda kalan hikâyesi, buruk birer nefes gibi sözcüklerden akarken, başkaları tarafından yazılan kaderlerinin ceremesini çeken insanlar, görünmez bir kisvede, kendilerinin dokunulmasına bile müsaade edilmediği kaderleri altında ezilişlerini, kayboluşlarına tanık olurken, gizli sırların açığa çıkmasıyla, gıybetin âlâsıyla yoğrulan “artık” yaşamların nasıl birer birer dağıldığını tüm çıplaklığıyla yüzümüze vuruyor Unufak. Kendinden kaçmak zorunda bırakılmış insanların, çocuklarının yüzüne bakamayan ana babaların, başkalarının yüzüne bakamayan ufacık çocukların sessiz çığlıkları bambaşka biçimlerle gün yüzüne çıkarken, kayıpların, yasların mesken tuttuğu tek göz evlerde kabuk bağlamaya niyetsiz yaralar, sahiplerinin ruhundan umarsızca akarken, yapacak hiç ama hiçbir şeyin olmaması, ebedi bir kör kaderin kurbanları olarak çıkıyor karşımıza kitapta…

Rober Koptaş, Unufak‘ta, dramatize edilmeye hayli müsait ve buna hakkı da olan bu toprakların “kanlı” bir meselesinin, üç nesil boyunca bir aileye yaşattıklarını, olduğu gibi, eksiği var fazlası yok kabilinden anlatırken, duygusallığa gram yer vermeden, yalansız dolansız, buz gibi bir dille en acılısından bir tat bırakıyor okurun dimağında.    

Visited 52 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version