Yedi yolun hepsini geride bırakan biri.
Yedi kez çıkmış tepeye, yedi kez dönmüş geri.
Daha dün doğmuş aslında, ağlarmış gece gündüz.
Bin ayak dolanmış etrafında, bin meraklı yüz.

Bakmış, bin türlü felaket dizilmiş kapısında.
Ne olacak demiş, yetmiş yıl şunun şurasında.
Kimseye kanmamış, gökyüzü hep maviymiş ona.
Sonra fark etmiş yıldızları, sonraymış fırtına.

Gelmiş okul çağı hemen, takmışlar önlüğünü.
Daha baştan belliymiş, on altı yılın öğünü.
Demişler, daha ikidir bu, senin sıran değil.
Önce büyük balıklar yer, sonra sana da gelir.

Görmüş çocuk o gün ilk defa, tanımış insanı.
Damarda kırmızıymış, akarken siyahmış kanı.
İnkâr etmiş gerçi hemen, bu hep böyle olamaz.
Bozuksa bile insan, hep böyle bozuk kalamaz.

Üçüncü basamakta âşık bir delikanlıymış.
Akıl buhar olup uçmuş, uyku da firardaymış.
Demiş, bu ne güzel şeydir, herkes tatmalı bunu.
Olamaz bundan üstün bir şey, bundan âlâ konu.

Ne var ki çok erken yemiş feleğin sillesini.
Sabahtan siyaha dönmüş gün, soldurmuş rengini.
Demiş, bu ne elem şeydir, aman! Düşman başına.
Derdinizin üstüne dert eklemeyin boşuna.

Asker olmuş dördüncü katta, emredilmiş hemen.
Demiş, hazırım ne varsa, ne geliyorsa, kimden.
Cesaret, bize doğuştan verilen bir armağan.
Çelik, yerden bitendir; kurşunumuz gökten yağan.

Yedi cihan gelse karşımıza, parçalarız biz.
Öyle bir duman olur ki hepsi, zerre kalmaz iz.
Dün efelik yapan, bugün merhamet dilenmesin.
Yarın bir gün, bizi uyarmamıştınız denmesin.

Yargıç oldum, geldim beşe. Önümde hazır kürsüm.
Çalışkanlıktır, dürüstlüktür, adalettir ülküm.
Lakin sanmayın ki ben, mesleğimden ibaretim.
Esasen, sanat icra etmektir biraz niyetim.

Doğrudur, ben de esinlendim az biraz, birinden.
Şekspir diye okunuyor, nasıl yazılır, bilmem.
Dediler, olur, arakla; budur bu işin özü.
Bitmiştir sanat; suskun, sağır, kapalı tek gözü.

Yaşlı bir adamım ben, altıncı günün sonunda.
İşte, şu benim bastonum, durur her gün solumda.
Neden bu kadar öksürürüm, neden görmem yolu?
Neden her bir tarafımda bu kadar ilaç dolu?

Var mı benden sakladıklarınız? Artık bileyim.
Yaşayacaksam temiz olsun, veyahut öleyim.
İşitmek istemiyorum artık, bir boş laf daha.
Yarına garanti mi var? Belki çıkmam sabaha.

İndik nihayet, yerin yedi kat altına, bu son.
Gemi yok, otobüs kaçmış, kalmamış dolu peron.
Ne dişin var, ne idrakin; tersine bir hayat bu.
Ne göğe varan bir ip, ne dibi gören bir kuyu.

Son saatlere doğru anlıyor insan aslında.
Hep aynı yerdeyiz, hep aynı yolun sırasında.
Dün neredeydin sen? Kime ne? Yarın yoksun artık.
Belki ismin hatırlanır, belki o da… Azıcık.

Latest posts by Gürkan Akpınar (see all)
Visited 17 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version