dünyaya değil, dünya bize değil
itiraf edemesek de
düpedüz, biz
kendimize karşıyız
faydası olmayan o çok bildiklerinin
peşinden giden masalsı akıllarımız tutulunca
işimize gelmeyen,
öyle pek de beş para etmeyen
bir şeyler varlaşır şuracağımızda.
-heyecan tomurcukları-
ve uyutmaz deliye dönsek de
dönsek de kim bilir hangi tarafa
bir başkasının sırlarla cilalı aynasında
yok olmak için idareten geçermiş zaman
iyi gününde ol sen
belki vurulmuşsundur belki vurulursun mühür gibi
nefeslen nefeslen nefeslen
ve hemen
bana vakitsiz bir rüya ısmarla
herkes ve her şey gibi
darmadağın olsun ama
yalnızlığın, derinlerin, imlerin dans ettiği dizeler bul
dize gelmeyen, sonu gelmeyen
kötülüğünden örneğin
aman vermeyen tedirginliğinin
bakarsın, cümle ahenk kıskanırken mehtabımızı
içini dökebilir birkaç şişe, elbette, teselliden öte
‘benim adım henüz, daha şimdi konmuş olmalı’
dedirtecek
bir avuç anlatı ayırmışsındır bana, ruhuma
sarayında herkesi ağırlamaya hevesli hüznün
o üç adı, üç adım olmuştur her nasılsa
ilk adım aşk
sonraki adım derman
üçüncü adım yara
Şiir: abes varlığa birkaç abes söz,
ben, kırmızı
Şair: başından sonuna susuzluk ve su,
sen, Babil
yediverenler seğirirdi görse seni
kurulmuş kurulacak tüm şehirler gibi
bir anlığına da olsa en güzeliz
unutulmuş en güzel kelimeler kadar
kuşatma altındayız belki
ama gül gibi farkındayız!
bana hep
böyle kıpkırmızı gül…
Editör: Melike Kara
- Şiir ve Şair - 1 Aralık 2024
- Bilmek: Yegâne Çıkmazımız - 28 Mart 2024
- Agâh Makamı - 11 Mart 2024