Aklımızın ortaçağında sesli düşünceler barındırdık
Duymayan kalmadı ağzımızın gerisini.
Kırık güller savurduk gümüşü eskimiş aynaya
Yüzümüze gölgeler düştü mevsimleri hatıra sayılan.
Yırtık ayetlerini biriktirdik hayata takılmış günlerin
Kimseler görmedi ağlarken yazılan teneffüs şiirlerini.
Ve kimseler gelmedi yas boyunca
Susulan o uçurum giydirilmiş koridorda
Tek bulutlu bir gökyüzü üstümüze yıkılırken.
Ne yaşadıysak hep yasadışı serüvenlerin etiketiyle bestelendi
İsmimizin her anonsunda bir kalabalık dağıldı ötede.
Dost güzergâhları lirik dualara sarılmışken
Yeminler savuran bir Tanrıyı gömdüler içimizde.
Tango akşamlarında yurt meseleleri çözülemedi
Ölü taklidi yapamayan kadınlar salonlara düşürdü erkeğini.
Çocuk sesleri ile zikir tutulan en beter dualarda
Yatılı zihinler birikti.
Bu saatten sonra çirkin kentlerde
Sen bileceksin ki ağaçlar ölmekte,
İyi saymalısın buradaki taburlar önünü görememekte!
Ve tarih diyabetik masalların yalanlarıyla kutsanırken
Sülfür kaldı bu havadan içimizde.
Ziyan edilen her gece için karanlık ağır gelir kalbimize
Yüzümüz yok yere akıtılır kimilerinin cehenneminde.
Editör: Melike Kara
- Kalbimizin Gerisindeki Çağlarda - 8 Ocak 2025
- Statik Acılar Pansiyonu - 10 Ekim 2024
- Mahşerden Kaçış Notları - 8 Eylül 2024