Güneş’in altında yeni hiçbir şey yoktur.(Ecclesiastes1:9)

       Hiçbir şey orijinal değildir. Yazar Jonathan Lethem, insanların “orijinal” dedikleri on seferden dokuzunda, aslında konu ile ilgili referans noktası veya orijinal kaynakları bilmediklerini söylemiştir. Bu açıdan bakıldığında edebi metinlerin birbirinden beslenmesi kaçınılmazdır. 

       Edebi metinlerin her biri kendi geleneksel ve kültürel ögelerini taşırken aynı zamanda kendisiyle kültür ortaklığı olan başka metinleri de içine alabilmektedir. Edebi metinlerde oluşan bu kültür ortaklığı, bizleri o metni okurken geçmişteki kültürel ögelerin bir kısmıyla ya da hepsiyle karşılaştırılabilir. Metinler arasılık kavramı her metnin kendinden önce yazılmış diğer metinlerde var olduğunun tanımıdır. Bu kavram metinlerin iç içe geçtiklerini ve hiçbir nesnenin kendi başına bağımsız olmadığını açıklar. Modern dönemde kaleme alınan ve nitelikli edebi içeriğe sahip olan eserlerden birçoğunun geleneksel olarak yerleşmiş metinler ile ilişkili olduğunu söylemek mümkündür. Yetişkin edebiyatında oldukça yaygın olan geleneğe atıfta bulunmak ve tasavvufi ögeleri kullanmak, günümüzde çocuk edebiyatına da yansımıştır.

      Metinler arasılık aynı zamanda yazarın kendi okumalarından oluşturduğu birikimi eserlerine özgün yazı ile yansıtması olarak da açıklanabilir. Bu noktada sizlere Melike Günyüz’ ün GAKGUKLAR HİKÂYE SERİSİNDEN AY NEREYE KAYBOLDU ile Feridüd’din Attar’ın MANTIKUT TAYR isimli eseri arasındaki bağdan bahsetmek istiyorum. 

     Doğu klasiklerinin piri sayılan, doğulu ve batılı pek çok şaire, yazara, düşünüre hatta müzisyene ilham veren, günümüzün mana ve incelikten uzaklaşmış yapıtları arasında tesirini hiç yitirmemiş bir şaheser MANTIKUT TAYR.  Yazarı Feridüd’din Attar tasavvufi mesnevi konusunda Klasik İran Edebiyatının devidir. En tanınmış eseri olan MANTIKUT TAYR ise velayetin mertebelerini hikâyeler ile bezeyerek kuşların dilinden anlatmıştır.

     Eserde, kuşlar bir gün herkesin padişahı olması gerektiğini ve kendilerinin de padişahlarını aramak üzere hareket etmeleri gerektiğini düşünür. Kuşların piri HÜD HÜD ise onlara padişahın SİMURG olduğunu fakat ona ulaşmak için uzun ve zorlu bir yolculuk yapmaları gerektiğini bildirir. SİMURG’un Kaf dağının ardında yaşadığı bilgisine ulaştıklarında, padişahlarını aramak üzere yola çıkar. Bu yolculuk birkaç aşamalıdır. MANTIKUT TAYR’da vahdet-i vücut yani varlığın bir olması anlayışı dâhilinde kuşlar yaratıcıyı bulmak üzere bir yolculuğa çıkmaktadır ve yaratıcı bilinmeyen bir haldedir. Kaf dağına ulaşmak için yedi aşamadan geçen kuşlardan zayıf olanları elenir ve en sona kalan otuz kuş ise dağın ardına geldiğinde bir ayna ile karşılaşır ve yok olurlar. Bu anlayışa göre Allah a kavuşma onda yok olmaktır.

   Melike Günyüz’ ün AY NEREYE KAYBOLDU hikâyesi ise MANTIKUT TAYR’daki kuşların yolculuğunu sadece anımsatmak ile kalmamakta, aynı zamanda ortak imgeler ve metaforlar ile bilgi arayışındaki kuşların maceralarını okuyucuya modern bir çocuk edebiyatı metni olarak sunmaktadır. Bu hikâyede kuşlar karşımıza ayı merak eden bir formda çıkmaktadır. MANTIKUT TAYR’ da ki kuşların merak ile padişaha ulaşma meselesi metinler arasılığın başlangıcıdır. İki eserde de kuşlar yolda karşılaştıkları güçlükler ile baş etmeye çalışır. Birindeki Kaf Dağı metaforu diğerinde Bilge Baykuş olacaktır. İki metninde ana teması merak, arayışta olmak ve yola çıkmaktır. Yazar, masalsı bir anlatım ile kuşların ayı arama sürecini anlatmaktadır. 

     Çocuk edebiyatının, büyük emekler sonucu hazırlanmış eserlerindeki nitelik bizi buradan alıp yüz yıllar öncesinde yazılmış nadide eserlere götürebiliyor. Bir çocuk velayetin mertebelerini bir masal vasıtası ile öğrenebiliyor. Çocukların merak duygusunun en üst seviyede olduğu bir dönemde okunacak olan bu hikâye, belki çok daha fazla bilgiye gebedir.     

Latest posts by Hilal Günar Gündüz (see all)
Visited 14 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version