Bana bir Kadının hayata olan direnişinden bahsedebilir misiniz? Gözünüzle görüp kulağınızla duyduğunuz, kalbinizle duygudaşlık yaptığınız yok mu? O zaman dinleyin! 

Yıllarca hayatını bir çöp molozu yığını altında yaşamış bir kadının hikâyesine şahit oldum. Üstelik bende bir kadındım. Duyduklarım, dinlediklerimden çok farklıydı. Otuz beş yaşında kimsesiz kalan üstelik elinde hiçbir zanaatı olmayan iki çocuklu genç bir kadın sadece gözlerindeki ışık hiç eskimemişti. Adı Nesrin’di, çok yakın bir zamanda tanıyıp hayatımda en çok etkilendiğim yaşam hikâyesine sahipti bu kadın. Siyah üstüne dizilmiş beyaz saçlarının arasından hüznün parmakları dolaşıyordu. Bir bankta öylesine yan yana gelmiştik ben sigaramı içime çekerken o ise istemsizce yanıma sokulup 

“Ateşinizi alabiliriyim?” Dedi. O an anlamıştım hayatında bir şeylerin yarım olduğunu sigara ve çakmak yan yana olur oysaki…

Yavaşça banka oturdu ve sigarasını tek seferde yaktı. İçine çektiği duman ağır yüklüydü. Yavaşça dönüp bana baktı. 

“Şanslı kadınsın” dedi. 

“Şaşkınlıkla neden dedim?” Gözleri ayakkabılarıma ilişmişti. Bense yanıma geldiğinden beri hiçbir ciddiyetle kıyafetlerini incelememiştim. Benim için üstündeki hüzün daha önemliydi. Konuşmaya başladı.

Önce ismini söyledi soyadını söyleyemedi çünkü evlenmeden önceki soyadını hiç bilmiyormuş. Bir aylıkken çocuk esirgeme kurumuna bırakılmış ne ismi ne cismi belliymiş yıllarca da arayan soranı olmamış. O da peşin düşmemiş.

“Tek çarem evlenmekti” dedi boğuk bir ses tonuyla.

“Mutlu olmalısın” dedim çekinerek, 

“Mutluluğun sadece yazılışını, okunuşunu bilirim tadı nasıldır bilmiyorum” dedi. Sigarasını çekerken yutkunma sesini bastıracak bir şeyler arar gibi yalpalandı. Duymuştum artık bir kadının ne denli çaresiz kalışını ellerime baktım ojelerim ince parmaklarıma çok yakışmıştı utandım, ellerimi cebime soktum. 

“Peki ya kocan? Çocuğun ya da çocukların var mı?”

“Kocamı 3 yıl önce hastalıktan kaybettim, çocuklarım ise biri on yaşında kâğıt topluyor diğeri ise sekiz yaşında orada burada ayakkabı boyuyor” Haykırmak istedim boğazım doldu okul yerine… Dedim gerisi gelmedi. Ben hayat kadınıydım şu güne kadar daha fazla dayanmadım sıyrıldım çok zor olsa da şükür… Dişlerimi sıktım etrafıma baktım… Sormak istemediğim her şeyi soruyordum.

“Evin var mı peki? Uzun süre sustu, o susarken üstündeki ince bluza ilişti gözüm üşümüyor musun? Dedim. 

“Üşüyorum ama bu sabah küçük oğlum anne sabahları soğuk oluyor senin montunda benim montumun üstüne giyebilirim” dedi. Zaten gerisini dinlemek istemiyordum vicdanım. Kafamı aşağıya düşürüp kim bilir montu ne denli ince diye düşündüm.

“Bazen buraya gelip sahil kenarında sigara içiyorum bu derya ruhuma iyi geliyor…  Martıların bağrışmaları acısına eşlik ediyordu sanki”.

“Kalk bana gidelim” dedi birden, Nesrin oysaki daha adımı bile bilmiyordu. Ona güvenmiştim en azından kadınlığına güvenmiştim. Belliydi korkuları ile baş başa kalmak istemiyordu. Yolda yürürken içimden adımı söylemeliyim dedim 

“Adım Mercan dedim” tiz bir sesle durdu yüzüme baktı kahverengi gözleri gülümsedi. 

“Ne asorti ismin var be abla” patlattı kahkahayı bende dayanmadım eşlik ettim ona. Yol boyunca sokakların izbe kokusu yaklaştıkça nasıl bir harabe ile karşılaşacağımı tahmin ettiriyordu. Sokağın başında durduk sol tarafta küçük bir bakkala girdi gazeteye sarılmış iki ekmekle hızlıca yanıma geldi. Biraz kendi içimde düşündüm bu kadının yaşadığı hayatın nasıl bir rengi yoktu? Sokağın üstüne çökmüş gri perde hiçbir zaman bu insanlar için aralanmayacaktı. Cebindeki ondan fazla halkaya geçirilmiş anahtarlarını aramaya başladı. İçimden acaba evi hangisiydi diye geçiriyordum gözlerimle tüm izbe inşaları süzerken oysaki hepsi gece kondu dan daha kötüydü etrafıma dikkatlice baktım kiminin camı muşambalarla kapatılmış, kimisinin kapısı ağaçlarla yarım yamalak tamir edilmişti, kimisinin damı yoktu. Gözlerim doldu arkamı dönüp elimle yaşları siliverdim nesrin görmeden, Kırmızı ahşap kapısı olan bir harabenin kapısını açmaya çalışırken. 

“Nesrin bir hayalin var mı?” Dedim çekinerek

“Hıh… Dedi olmaz mı?” Sustu… Üstelemedim içeri girdik. İçerideki ağır koku evin camlarının olmadığını fark etmemi sağladı. Nesrin köşede duran tek koltuğu gösterdi. Oturdum ama onun oturmaya yeri yoktu bir şey diyemedim yere abandı. Gazeteyi açıp bir ekmeği ikiye bölüp birini bana uzattı. Kalbimin dili çırpınıyordu âdeta konuşmak için avucumdaki ekmeği o kadar sıkı sıktım ki büzüşüp küçücük kaldı.  O ise aldırış etmeden sanki sandviç yer gibi büyük bir iştahla ekmeğini yedi diğer ekmeği ise sarıp mutfağa götürdü. Akşam yemeğiydi çocukları için, pencereden bakmak istedim ama pencere yoktu hisli duvarlara sıkışıp kaldı dolup taşmak üzere olan gözlerim. Yere serilmiş incecik halıdan bozma bir parça kumaş ve bir sobadan ibareti her şey

“Yaşamam gerek çocuklarım için hayata tutunmalıyım yoksa onlarda benim gibi yurt köşelerinde kimsesiz kalırlar kaldıramam bunu işte bu bana her şeyden çok ağır gelir be Mercan Hanım” dedi ve sustu. Hoyrat bir kadındı belliydi pes etmeyecek bir ruha sahipti sadece çaresizlik onu ve iki oğlunu buna zorlamıştı. Yere çömeldi. 

“Üç gün önce bir karar almıştım ve sanki sen bana iyi geleceksin gibi hissediyorum”.

Gözlerim kocaman açılıverdi. Pür dikkat onu dinlemek için koltuğuma iyice yerleştim. 

“Hayalimi sormuştun hani ya eve girerken”

“Ee?”

“Hayalim hayatım için, yeniden başlamak bambaşka bir Nesrin olmak çocuklarım için gerçek bir anne olmak istiyorum Mercan”

Gözlerim bu sefer mutluluktan dolmuştu. 

Olur, neden olmasın diye haykırı vermiştim iki saat önce tanıdığım bu kadına öyle bağlanmış öyle güvenmiştim ki artık onun mücadelesinin içinde bende vardım. Aylar içinde Nesrin değişimlerine devam ediyordu. Beline kadar olan saçlarını kısacık kestirmişti yüzüne renk gelmişti gözleri halen eskisi gibi umut doluydu pas parlaktı… Ve eskisinden daha güçlüydü çocukları okula başlamıştı. Nesrin için bir yakınımın fabrikasında iş ayarlamıştım o artık iyi bir anne ve eskisinden çok güçlü dik başlı hoyrat bir kadın Yaşadığı semti terk etmedi evini baştan inşa etti hayalindeki gibi sonra ne mi oldu? Tüm o semte ki kadınlara örnek oldu. TÜM GÜÇLÜ KADINLARA…

Visited 33 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version