Kitaplar alfabetik sıralanmıştır.
Seçki değil, tavsiyedir.
Görsellere tıklanarak kitaplara ulaşılabilir.


Aynadaki Çürüme, Narin Yükler

Aynadaki Çürüme, Narin Yükler’ in ilk şiir kitabı. 2017 Yılı Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’yle taltif edildi bu eser. Bir yola bakış kitabı aynı zamanda Aynadaki Çürüme. Yükler’in, dili kendine dert edindiği, politik olanın yükünü dilde sağalttığı bir yer. Ev ile hesaplaşmak değil dönülemeyen ve tanımlamayan bir mekânın varlığına dönüp bakmak ile kurulmuş bir dil Yükler’inki. Kitabın başındaki ithaf bu bakımdan açıktır nitekim. “’yol’a…”

Ben Bir Uçurum İncisiyim, Şeyma Koç


Şeyma Koç, Ben Bir Uçurum İncisiyim kitabında, duyulduğunda bir daha unutmanın mümkün olmadığı sözler fısıldıyor, sürekli sancıyan bir yarayı gösteriyor okuruna. Bizi hem kıyamet gününe götürüyor hem de yaşadığımızın kıyametten farksız olduğunu söylüyor. Ben Bir Uçurum İncisiyim bizi sevdiklerimizle sınayan, iğneyi de çuvaldızı da bize batıran bir kitap.
Kanatlarını gerdi. ‘İşte,’ dedim ‘işte şimdi uçacak!’ Elim, eteğimin iç cebindeki boncuklara gitti. Avucuma doldurduğum boncuklardan biri, titreyen parmaklarımın arasından aktı. Bir gözyaşı gibi aktı… Ve uçtuuu! Ardından bir avuç boncuk serptim. Bir avuç gözyaşı. Bir avuç günah. Bir avuç tuz. Bir avuç ah!

Bilinmeyen Sular, Mevsim Yenice

Hiçbir yere gidemeyecek, biliyorum. Kendimden. Yıllardır bu ıssız saatte, coşkusu sönmüş parkta oturup aynı şeyleri konuşmamızdan. Ve hâlâ işte burada, salıncakta bir ileri bir geri sallanmaktan öteye gidemediğimizden. Biliyorum. O da biliyor. Susup gidecekmiş gibi yapmaya, sallanmaya devam ediyoruz.
Bu öyküler hayata açılma endişesi içinde dolananları, kendi içindeki tutsaklığı sorgulayanları, günümüze has sahipsizlik, korunaksızlık duygusuyla yüzleşmeye çalışanları, düğüm olan ilişkileri, geçmişe takılıp sadece seyirci olarak yaşamayı seçenleri anlatıyor. Hem de dupduru bir dil, yeri geldiğinde hayli nüktedan bir anlatım, alabildiğine samimi bir yaklaşımla.
İlk öykü kitabı Tekme Tokatlı Şehir Rehberi‘yle büyük beğeni toplayan ve 2019 Notre Dame de Sion Mansiyon Ödülü’nü kazanan Mevsim Yenice, beklenen yeni öykü kitabı Bilinmeyen Sular‘la okurların karşısına çıkıyor.

Çerçialan, Gamze Arslan

2016 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne değer görülen Gamze Arslan, sadece insanın insanla ilişkisine değil, çevresindeki her şeyle bağına odaklanan genç bir yazar. Arslan’ın öykülerinde hayvanlar, tarihî yapılar, beden uzuvları ruh ve dil kazanarak bizimle konuşuyorlar. Ama bu öykü dünyasında her ilişki bir düğüm, yalnızlığın sürüklediği bir çıkmaz sokak adeta; okur hep bir sırrın çözülüşüne tanıklık etse de, varoluşun kökenindeki açmazlarla karşılaşıyor.

Döndüğümde Yoktum, Eşref Yener

Eşref Yener, 1992’de Aydın’da doğdu. Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 2013-14 yıllarında ÇYDD – Çağdaş Gençlik İzmit Kolaylaştırıcılığı yaptı. 2016-18 yılları arasında Hayâl Yayınları ve dergisinin editörlüğünü üstlendi.
Şimdilerde noter kâtibi olarak çalışıyor. İstanbul’da yaşıyor. Şiir ve yazıları Varlık, Natama, Sözcükler, Hürriyet Gösteri, Yasakmeyve, Hayâl ve Marşandiz gibi dergi ve fanzinlerde yayımlandı.
Kendi deyişiyle, “Bir dize aklıma geldiği zaman, cidden içimizde bir yere dokunuyor mu, bizi alıp bir yerlere götürüyor mu; çarşı pazarlarda, kentin dar sokaklarında, dağ başlarında dolaştırıyor mu diye düşünürüm önce. (…) şiirin bir hikâyesinin olmasına; okuyucuyu rahatsız etmeden bir giriş, gelişme ve sonuç barındırmasına; bazen belki de sadece bir durumdan ibaret olmasına önem veriyorum. Şiir bu sezgisel hikâye, neden-sonuç ilişkisinin bir sonucu olarak bütünlük hissi oluşturuyor ve alınan hazzı artırıyor.

Döngel Dünya, Ethem Baran

Mahallede, evde dikiş diken bir erkek yadırganmazdı, öyle hatırlıyorum. Para veren de olmazdı. Bu işi para için yapmazdı babam… Babam yokken, dikiş makinesinin küçük çekmecesindeki terzi yüksüğünü alır, parmak parmak dolaştırırdık. Parmağımıza bol gelen o yüksükle, iğneli iğnesiz, dikişli dikişsiz nice oyunlar uydurur, kaybedeceğimizden korkan annemizden ne azarlar işitirdik. Bir masal oyuncağını andıran bu yüksük, bizim parmağımızda sıradan bir nesneye benzerken, babamın parmağında bir mücevhere dönüşürdü.
Küçücük anlarda mutluluğu bulan yoksullar, yağız elektrosazcılar, keklik avcıları, taklacı güvercin hayranları, baba olmayı beceremeyen adamlar, şu yalan dünyayla vedalaşmak isteyen aceleci ihtiyarlar, kalabalıklardan ürküp içine kapananlar… Küfür gibi pis pis yağanyağmurlar…
Angara, Yozgat, Kırşehir’in Kaman’ı…
Döngel Dünya, Türkan Şoray’lı, Ediz Hun’lu Yeşilçam melodramlarının sıcaklığına sığınan gariplerin öyküleri.

Ethem Baran, dünyanın gürültüsünden kaçıp bozkırın ortasında bir parça deniz arayanları anlatıyor.

Kirpik Bilgisi, Yiğit Kerim Arslan

Yiğit Kerim Arslan, 2003 yılında Zonguldak’ta doğdu. Lise öğrencisi. Şiirleri ve söyleşileri Kitap-lık, sadece Şiir, Varlık gibi dergilerde yayımlandı. Kirpik Bilgisi, 2019 yılında yayımlandı ve ŞiirAtı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü’nü kazandı.

Şiir yazmaya başladığında Varoluşçuluk, Absürdizm gibi felsefi akımlardan beslendi. Sonrasında Divan şiiri, Tasavvuf da şiirinin içinde olan unsurlardan biri oldu. Nilgün Marmara, Cahit Zarifoğlu ve Seyhan Erözçelik’in şiirlerinden etkilenmiştir.

Kurdun Postu, Batuhan Aşıktoprak

2019 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne değer görülen Batuhan Aşıktoprak, betimlemeleriyle günlük hayatın tekinsiz yüzünü ortaya çıkaran ve ona serinkanlılığını kaybetmeden yaklaşan genç bir yazar. En soğuk temasların altına gizlenen sıcak duyguları ustalıkla görüyor ve şiirselliğe kaçmadan, katı, gerçekçi bir dille okura aktarıyor. Üsluba verdiği önem hemen seziliyor, ancak insan ruhunun derinliklerine sağlam bir olay örgüsü sayesinde varılabileceğinin de gayet farkında.
“Dikildiğim yere bir türlü güvenemiyordum. Kuşlar susmuştu. Gerimde ansızın, yükünü taşıyamayan bir dal kırılıyor, ben bunu her seferinde sırtımın en güzel yerini seçmeye çalışan bir kurdun varlığına yoruyordum. Tüfeğimin üstünde kar birikiyordu, birkaç uzun nefesle temizliyordum. Kulaklarımda yalnızca kendi soluk sesim kalınca, aceleyle kara daldırdığım sol ayağımı hayvanın uzandığı yere doğru savurdum ve artık daha az inatçı o ince, yarı ölü sesi uyandırmayı bildim. Kurda doğru iki adım attım, en gönüllü halimle değil ama, hatta iki adım ne kadar atılmak istenmezse öyle.”

Taştaki Dikiş İzi, Devrim Horlu

Devrim Horlu 12 Mart 1988 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Şiir ve öyküleri Varlık, Lirik, Akatalpa, Şiiri Özlüyorum, Güney, Adalya dergilerinde; Boşluk, Yoz ve Galapera fanzinlerinde yayımlanmıştır. “Gölgeler Çürürken” adlı dosyasıyla 2017 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’ne, “Boşluklara Doğru” adlı dosyasıyla 2018 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’ne layık görülmüştür.

Yara Falı, Zeynep Uzunbay

Çağdaş şiirimizin özgün seslerinden Zeynep Uzunbay, bin yaranın bahçesinde hemderdimiz oluyor, falımıza bakıp dermana uzanıyor. Başkasına değmenin keskin ama neşeyi de elden bırakmayan şiirini yazarken neşter dönüyor avcunda…
Ben Bir Uçurum İncisiyim Üzerine
Sait Faik Hikâye Armağanı’nın Bu Yılki Sahibi Belli Oldu!

Latest posts by Mahal Edebiyat Sanat (see all)
Visited 91 times, 1 visit(s) today
Close
Exit mobile version