Yönetmen: Hong Sang-Soo
Oyuncular: Kim Minhee, Seo Yanghwa, Song Seonmi, Kim Saebyuk, Lee Eunmi, Kwon Haehyo, Shin Seokbo, Ha Seongguk
Gösterim-Aldığı Ödüller: 2020 Berlin Film Festivali-En iyi Yönetmen Ödülü, 2020 New York Film Festivali-Gösterim, 2020 San Sebastian Film Festivali-Gösterim
Yıl: 2020
Süre: 77 dk.
24 film sahibi Koreli usta yönetmen Hong Sang-Soo daha önce birçok festivalde, çok sayıda ödül kazandı. Bunlardan bazıları: “Hepimizin Sevgilisi Sunhi” 2013 Locarno Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve Gümüş Leopar Ödülü, “Doğru Zaman” 2015 Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar Ödülü kazandı. Hong Sang-Soo, Kaçan Kadın ’da bizlere yine sade bir dille duygusal ve ayrıntılı bir karakter analizi sunuyor ve başrolü son altı yıldaki yedi filminde oynattığı Kim Min Hee’ye teslim ediyor.
İlk sahneyi dingin ve huzurlu bir kadın olan Youngsoon’un bahçe işleriyle uğraştığı bir sekansla açan Hong Sang-Soo, devamında uzun süredir görüşmeyen iki arkadaşın buluşmasına odaklanır. Gamhee eşinin bir iş seyahatine çıkması üzerine birkaç eski arkadaşını görmeye karar vermiştir. Üç gün içerisinde İki arkadaşıyla planlı olarak, bir arkadaşıyla da tesadüfen karşılaşan Gamhee’nin sıradan görünen iç dünyasına yolculuk ederiz.
İlk arkadaş ziyareti: Youngsoon:
Gamhee, ilk görüştüğü arkadaşı Youngsoon’a eşiyle çok uyumlu olduklarını ve beş yıldır bir gün olsun ayrılmadıklarını belirttiğinde; eşinden boşanıp dingin ve doğayla uyumlu bir hayat tercih eden arkadaşı şaşkınlığını gizleyemez. Devamında Gamhee’nin belirttiği “seni gördüğüme eşim de çok sevinecek; çünkü o çevremdeki insanları pek sevmiyor; ancak senin çok iyi biri olduğunu söylüyor.” sözü, Gamhee’nin anlamsız bir tahakkümü gönüllü olarak kabul ettiğini gözler önüne serer. Burada orta çağ düşünürlerinden Etienne de La Boetie’ye atıfta bulunmakta yarar var. Boetie’ye göre, insan özgür doğsa da bu ilk özgün özgürlüğünü zamanla yitirir, bunun sebebi insanın yozlaşmış olmasıdır. Ona göre bu yozlaşma öylesine büyük boyutlardadır ki insan değil özgürlüğünü korumak, onu anımsamamaktadır bile. Üstelik boyun eğmeye rıza göstermekle kalmayıp, kulluğu sevip ona gönülden bağlanır. Gamhee de belki isteyerek değil; ama tercih ederek yaşadığı bir ilişkinin sızıntılarını ara sıra bu sözcüklerle açığa vurmaktadır.
Hong Sang-Soo’nun alışılageldik kamera zoomlarına bu filmde de rastlıyoruz. Sık karşılaştığımız tek plan çekimler de mevcut. Ansızın tilt veya zoom yapan kamera amatörce bir yapım hissi yaratsa da bunların Hong Sang-Soo’nun kendi imzasını taşıyan bilinçli tercihleri olduğunu belirtelim.
Filmin devamında Youngsoon’un ev arkadaşının, evin kapısının önünde komşusu olan bir adamla yaptığı tartışma sahnesine tanık oluruz. Gamhee’nin arkadaşının arkadaşı, komşularının “hırsız sokak kedilerini beslemeyin” yönündeki telkinine: onların da yaşam hakkı olduğu yönünde karşılık verir. Alışık olmayanlar için tartışmanın saygı düzeyinin yüksekliği, rahatsızlık verici seviyede görünse de aslında imrendiricidir.
İkinci arkadaş ziyareti: Suyoung:
Gündelik sohbetlerle devam eden bu bölümde, Gamhee’nin başka bir arkadaşını ziyaretini izliyoruz. Bir sanatçı olan arkadaşının dağ manzaralı evinde, tek plan çekimle başlayan sıradan bir sohbeti çok da sıkılmadan takip ediyoruz.
Yemek masasında sohbet ederlerken söz yine Gamhee’nin eşinden beş yıldır hiç ayrı bir gün geçirmediğine gelir. Arkadaşı Suyoung, bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemez. Ancak Gamhee’ye eşini sevip sevmediğini sorduğunda, aldığı: “Her gün içimde bir parça sevgi olduğunu hissediyorum. Bu aşk.” cevabı bize Gamhee’nin orta düzeyde bir sevgiyi aşka eş değer tutup kendini buna inandırmak istediği gerçeğiyle yüzleştirmiş olur.
İkinci arkadaş ziyareti esnasında, yine kapıya gelen bir erkeğin sorun çıkardığına şahit oluruz. İlk seferinde kedilerden rahatsız olduğunu belirten bir erkek varken, bu sefer Suyoung’un eski bir aşığı olan genç bir şairin ümitsiz hezeyanlarına tanıklık ederiz. Bu sahnelerde, erkeklerin problem yaratan varlıklar olduğu ile ilgili feminist düzeye kaymayan göndermenin realist tarafı da yadsınamaz bir gerçek olarak önümüze sunulur.
Üçüncü arkadaş ziyareti: Woojin:
Son arkadaş Woojin ile olan buluşma biraz karşılaşma şeklinde gerçekleşse de iki kadının arasında bir gerginlik hissederiz. Bunun sebebi, Woojin’in dilediği özürlerden anladığımız kadarıyla Gamhee’nin önceki bir ilişkisinde üçüncü kişi olarak yer almasıdır. Bu gerginlik bir süre sonra yerini film odasında samimi bir sohbete bırakır. Bu sohbet Woojin’in yazar olan eşinin kendini tekrarlaması üzerine yaptığı bir dizi eleştiriyi meydana çıkarır. Gamhee burada repliğini tekrarlar: “Eşimle evleneli beş sene oldu, birbirimizden ayrı bir gün bile geçirmedik.” “Bu nasıl olur?” şeklinde diğer arkadaşlarından aldığına benzer bir tepki aldığında da “Eşim diyor ki birbirini seven insanlar asla ayrılmamalı.” der, burada bir nevi güven probleminin varlığını da duyumsarız.
Sıradan insanların hayat enstantanelerini gayet sade; ama etkileyici biçimde anlatmakta usta olan Hong Sang-Soo 77 dakikalık bu filmde bize büyük bir başyapıt sunmasa da izlenmeyi hak eden bir hikayeyi irdeliyor. İyi seyirler…
- Tacenda - 16 Mayıs 2023
- Ucuz Bir Röprodüksiyon - 31 Mayıs 2022
- İskandinav Sineması | Flee Film İncelemesi - 9 Nisan 2022