Yönetmen: Ali Özel
Senaryo: Ali Özel
Oyuncular: Ahmet Özel, Mücahit Koçak, Hakan Emre Ünal, Ozan Dağara, Elif Aydın
Yapım: Türkiye
Yıl: 2019
Süre: 89 dk.
Ödüller-Gösterimler:
2019-Antalya Altın Portakal Film Festivali-En İyi İlk Film dahil 10 ödül
2020-Göteborg Film Festivali-Gösterim
2020-Haifa Film Festivali-Gösterim
2020-Sofia Film Festivali-Gösterim
Tüm dünyası, köydeki evi ve karısının bahçedeki mezarından ibaret olan Ahmet, bütün köy yeni yapılan baraj nedeniyle boşaltılsa da, evden çıkmaya razı olmaz. Ahmet’i ikna etmek için yeğenleri, yıllardır görüşmediği oğlunu köye çağırır. (Mubi’den)
Ali Özel’in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiğiilk filmi ‘Bozkır’ 2019’un adından söz ettiren yapımlarından biri olmuştu. Görüntü yönetmenliği tecrübesinden elde ettiği birikimle sinemanın enstrümanlarını başarılı bir şekilde kullanan Ali Özel, Jüri başkanlığını Zeki Demirkubuz’un yaptığı 2019 Altın Portakal Film Festivali’nde aday olduğu on dalda da ödül aldı.
Açılış sekansında baraj yapımı nedeniyle boşaltılmaya başlanan köydeki evinden ayrılmak istemeyen Ahmet’e (Ahmet Özel) yalnız kalmaması için yeğeni Şükrü (Hakan Emre Ünal) ve eşi Raziye’nin (Elif Aydın) eşlik ettiklerini öğreniriz. Şükrü’nün abisi Rıfat (Ozan Dağara) ise, bu durumdan duyduğu rahatsızlığı yüksek perdeden dile getirirken kamera yakın plandan çıkar ve seyirci olarak tartışmanın dışında kalırız. Dışarıda kalsak da mekândan çıkmayarak yavaş yavaş sakinleşen atmosfer içerisinde ne olup bittiğini takip etmeye devam ederiz. Amcasını anlamaya daha yakın olan Şükrü’ye karşı abisinin sinirlenmesi bize ilk çatışmamızı verir.
Şükrü ve abisi Rıfat, amcalarını ikna etmekte zorlanınca, Ahmet’in oğlu Harun’a haber verirler. Harun aldığı haber üzerine arası bozuk olduğu babasının yanına gelse de şehirli yabancılaşması ile köydekilerin yanında ayrıksı bir pozisyonda kalır. Harun son dönemlerde sinemamızda sıklıkla rastlanılan, ıssız, kendini açık etmeyen ve bulunduğu dünyaya (ortama) yabancı bir erkek profilidir. Klasik bir küs baba-oğul çatışması izlediğimiz ‘Bozkır’da Harun babasının köydeki evi terk etmeme inadını kıramaz. Harun’un sürekli devrik ve boğuk halleri babasının aksilikleri ve huysuzlukları karşısında film boyunca simetrik bir çizgide ilerlemeye devam eder. Bu baba oğul ilişkisini ‘Nuh Tepesi’nde de izlemiştik, fakat oradaki karakterler biraz daha net çizilmişti.
Sinemamız aslında yeteri kadar, şehre göç edip orada biriktirdiği nefreti, doğduğu ya da büyüdüğü köye geri döndüğünde bir hesaplaşma aracına çevirerek haykıran karakterleri işledi. İşte bu noktada, ‘Bozkır’ı bu yapımlardan farklı kılan şey ise başarılı sinematografik öğeler. Tekdüze ilerleyen ve anlam derinliğinden yoksun diyalogların üzerini Ali Özel’in başarılı çekimleri örtüyor. Ben Ali Özel’in ‘geleneksel gerçeklik’ bağlamından kopmamak adına diyalogları kısa ve sığ tuttuğunu düşünüyorum. Evet diyaloglar tekdüze ve anlam derinliğinden yoksun, ama kanımca bunun sebebi realist bir atmosferi kurgulayabilmek.
Film gösterime girdikten sonra anlattığı-anlatmadığı şeyler hakkında birçok eleştiri yağmuruna tutulsa da topladığı ödüllerle dikkat çekmişti. Evinin bahçesine gömdüğü eşinden ayrılmayı istemeyen yaşlı bir adamın derdi yeterince anlaşılır olsa da köydeki hiçbir karakterden haberimizin olmaması bir handikaptı. Seyircinin zaman zaman dillendirdiği “Beş kişiyle film çekmişler,” klişesinin cereyan etmesi ile ilgili bir sorunum yok. Ancak tekdüze ve altı dolu olmayan (tercihen de olsa) diyalogların açığını kapatabilmek için film içerisinde köy halkından en azından birkaç karaktere daha ihtiyaç olduğunu söyleyebilirim. Filmde zaman zaman çakan şimşeklerin son sahne ile kurduğu bütünlük de anlamlı bir metafor oluşturuyor.
Bütün bunların üzerine Zeki Demirkubuz’un ‘Bozkır’ı fazla sahiplendiğini düşünüyorum. Kötü bir film olmamasına rağmen yarıştığı ‘Küçük Şeyler’, ‘Bilmemek’ ve ‘Aşk Büyü vs.’ gibi değerli yapımlara biraz da göstermelik olarak verilen birkaç ödüle karşılık on ödül alması çok adil görünmüyor. Herkese iyi seyirler.
- Tacenda - 16 Mayıs 2023
- Ucuz Bir Röprodüksiyon - 31 Mayıs 2022
- İskandinav Sineması | Flee Film İncelemesi - 9 Nisan 2022